Gönderi

Lakin bir gün Tavonk uydu nefsine, Bir ok attı, kıydı kendi cinsine. Bir geyiği avlayarak pişirdi, Kursağını dost kanıyla şişirdi. Pişirirken bir et düştü toprağı, Bu et yerken lezzet verdi damağa. Toprak meğer tuzlu imiş, anladı, Aş tuzlamak oldu onun icadı. » Yorulmuştu daldı derin uykuya, Rüyasında düştü büyük korkuya. Kulağına geldi korkunç, sert bir ses: “Git buradan. Artık sulhden ümit kes. Tekin değil, kıymak ongun canına, Bulaştırdın Türk'ü geyik kanına. Böyle hüküm verdi ceza perisi: Olacaksın devletimin çerisi. Hoşlanmayıp artık ne av, ne aştan, Zevk alacak soyun ancak savaştan...” Tavonk hemen yatağından hopladı, Boru çaldı, oymağını topladı. Ak, gök, sarı, al bayraklar açtılar, Altın yurttan oba oba kaçtılar; Uysun diye bütün dünya yasaya Başladılar yad ellerle kavgaya... Ziya Gökalp
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.