𝓟𝓮𝓻𝓲 𝓶𝓪𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓻𝓲𝓷𝓪, 𝓶𝓾𝓽𝓵𝓾 𝓼𝓸𝓷𝓵𝓪𝓻𝓪 𝓿𝓮 𝓲𝔂𝓲 𝓲𝓱𝓽𝓲𝓶𝓪𝓵𝓵𝓮𝓻𝓮 𝓲𝓷𝓪𝓷𝓶𝓪𝓴 𝓲𝓼𝓽𝓮𝓭𝓲𝓶. "Beni Bırakma", Tahereh Mafi'nin "Bana Dokunma" serisinin 2. kitabı. Ve benim bu kitabı ikinciye okuşuyuşum. Bu yüzden yorumumu yeniden yazıyorum. İlk kitabı bitirdiğimde ilk okuyuşumdan daha fazla sevdiğimi söylemiştim bu kitabıysa sanırım ilk okuyuşumdan daha az sevdim. İlk kitabı okumayanlar için SPOILER olacağını belirterek kısaca konusundan bahsetmek istiyorum. İlk kitabın sonunda Juliette, Warner'ı vurmuş; Kenji, Adam ve James'le Castle adındaki direniş örgütünün başı olan adamla bir nevi çalışmaya başlamıştı. Bu kitapta kendini ve gücünü keşfetmeye çalışmasını okuyoruz. Adam'ın gücünün onun gücüne baskınlık kurmaya çalışırken yorulduğunu ve Adam'ın da artık gücüne karşı koyamayarak canının yandığını öğreniyor Juliette ve Adam'dan zorlu bir uzak durma kararı alıyor. Warner'ın ölmediğini ve örgütlerini aradığını öğreniyoruz. Kenji, tutuk Juliette'i kendine getirmeye ve arkadaş edinmesini sağlamaya çalışıyor. Onu görevlerine dahil ediyor. Ama sonra Juliette'in yeni yeni tanımaya başladığı dört kişi Yeniden Kuruluş tarafından rehin alınıyor ve Warner'ın babası Anderson'ın rehinlere karşılık talebi de Juliette oluyor. Olaylar da bundan sonra özellikle açılıyor. Bu kitapta ilk kitaba nazaran değişen şeyler var. Örneğin geçmiş zamanlı anlatımdan şimdiki zamanlıya geçiliyor. Yazar mı böyle yapmış çevirmen mi bilemiyorum ama bana genel anlamda pek uyan bir tarz değil. Yine de çoğu kitapta olduğundan daha az rahatsız etti beni. Ve değişmeyen şeyler var, bolca yazım hatası gibi. Bunlar dışında ilk kitapta yaptığım yoruma çok da katabileceğim bir şey yok. Anlatımının farklılığı bir şekilde hoşuma gidiyor ve bu seriye yakıştırıyorum. Sadece birkaç şeye çok takıldım. Juliette yaşadıklarından ve hissettiklerinden ötürü çok içine kapanık, sessiz ve her şeyden uzak kalmaya gönüllü ama biraz fazla. Onu suçlayamam ama en azından diyaloglara daha fazla katılsa daha iyi olabilecek gibi. Doğru düzgün konuşup iletişime geçtiği yok. Sadece bu kitabın sonunda kendinin farkına varıp aymaya başlayacak gibi duruyor. Ondan büyük bir karakter gelişimi görmeyi bekliyorum. Bir diğer sorunu hem Adam'ı hem de Warner'ı aynı anda istemesi. Aşk üçgenlerinde bu olabilecek bir şey ama yazar her iki çiftin de yakınlaşmalarını öyle duygulu ve tutkulu anlatıyor ki ikisi aynı anda olamaz gibi, "Juliette napıyorsun?" diyorsunuz. Bir diğer garip olan Warner'ın daha ilk gördüğü andan beri Juliette'e olan aşkı. Eğer erkeğin önce aşık olduğu kitapları seviyorsanız bu seriyi sevebilirsiniz ya da size bile fazla hızlı gelebilir, şahsen bana öyle oldu. Bir önceli incelememde benzettiğim ve ona göre tavsiye edebileceğim kitaplardan örnek veririm demiştim. "Steelheart"taki, "Muhalifler"deki gibi süper güç tarzında fantastik ögeleri seviyorsanız, "Efsane", "Uyumsuz" gibi distopyaları da fantastiğe dahil etmek istiyorsanız, "5. Dalga", "Labirent" gibi kıyamet sonrası değil ama ona yakın bir şey olmuş bilim kurgu dünyaları nı da ekleyeyim diyorsanız, "Açlık Oyunları"ndaki gibi aşk üçgeni de olsun ama derseniz, hatta "Cam Şato"dan da şu hapsedilen güçlü ama hor görülen kız detayı hoşunuza gittiyse, "Kızıl Kraliçe"deki gibi güçlü tür yeni ortaya çıksın ve isyana kalkışsın diyorsanız... Amma da çok şey saydım. Evet, hiçbirine tam olarak benzemeyen ama hepsinden ufak tefek parçalar bularak belki seveceğiniz belki de "Aman benden uzak dursun." diyeceğiniz bir seri ve kitabı...

Beni BırakmaTahereh Mafi · Dex Yayınevi · 2018843 okunma

·

295 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sude Özer