Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

344 syf.
5/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Nurettin Topçu’yu birçok insan muhafazakâr görüşleri açısından eleştirip yargılıyordu benim düşünce ve olgularım kesinlikle yargı veya herhangi bir art niyetlilikle yapılmamış olup bana tezat gelen bazı yönlerden bahsettiğim gibi katılmış olduğum konuları da kısaca ele almak istiyorum zira kendisini tanımayanlar da kısa bi araştırmayla okusun bu yazımı lütfen, saygılar… Öncelikle yazar bu kitabını genç nesillere atfetmiş olup yeni nesillere ışık tutmayı hedeflemiştir fakat, bana kalırsa, pek başarılı değildir çünkü dili ziyadesiyle ağırdı. Okuduğumu anlamadığım çok fazla yer oldu, genç nesillerin bu kitabı sindire sindire okuyabileceğini pek düşünmüyorum. Ülkemiz adına Garplaşmayı, Batı özentiliğini bırakmamız gerektiği fikrini beyan etmiş bu benim açımdan tam anlamıyla doğru veya yanlış değil çünkü evet bi batıl özentilik söz konusu fakat bir yandan da gelişmekte olan ülkelerin politik,sanat vs. Gibi durumlarda gelişmiş ülkeleri model alması gerekiyor ki gelişime katkısı olsun bu her yerde böyledir fikrimce. Kendisi de eğitimini Türkiye’de yapmamış misal.Tek başına bir şeyleri üretebilen veya geliştirebilen bir devlet yapısına sahip değiliz o zaman da değildik bu zaman da dolayısıyla; bir yerde “bu insanlar neler yapmış, biz neler yapabiliriz veya yapabilir miyiz?” Demek gerekiyor… Belki anlamada eksiklik çekmiş olabilirim bu konuda fakat Cumhuriyet Dönemi’ni yerip Osmanlı Dönemi’ni övdüğünü inceden ima etmiş gibime geldi sebebi şu ki; Osmanlı’da ülkemizin gelişmişliklerinden söz ediyor fakat Osmanlı da her büyük devlet gibi bir yerde sömürge, halkı bastırmak adına yapılması gereken kısmi zorbalıklar da yapıldı, yapılması gerekiyordu çünkü güçlü bir devlet olunması adına bazen bazı şeylerin yapılması gerekiyor. Cumhuriyet Dönemi’nden ise tamamıyla “Batı Özentisi bir Türkiye” çizdi aklımda ama öyle değil o zamanın şartlarına uygun yepyeni, modern ve güçlü bir Türkiye olmaktı hedef milliyetçilikti, halktı, laiklikti… Halk şapka takıyor diye Garp özentisi olmuyor, halk hakkını isteyince Batılılılaşma olmuyor veya eğitimi zorunluluk kıldıklarında… Bazı konular çelişiyor gibiydi eğer bugün imkanım olsaydı kendisiyle konuşmayı, sormayı, düşüncelerini öğrenmeyi o kadar çok isterdim ki özellikle günümüz Türkiyesi’nde… Din ve Felsefenin, et ve tırnak gibi olduğunu yazmış bu da ne tam olarak eveet ne tam olarak hayır aslında. Nurettin Topçu Din Felsefesi’ni kıvamında tutabilen bir adam lakin bunun ayarını tutturması zordur çünkü felsefe ucu bucağı olmayan yerlere kadar götürebiliyor insanı yani bu söyleminden dini çarpıtan bir felsefe yaklaşımını anlamamak o orta şekerli kıvamı tutturmak çok önemli… Şimdilik bunlar aklımda kaldı. Zaman geçtikçe bu kitabı anlayana kadar tekrar tekrar okumayı hedefliyorum ve tabii ki yazarın başka kitaplarına da bir göz atmak lazım. Okuduğunuz için teşekkür ederim…
Yarınki Türkiye
Yarınki TürkiyeNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2018547 okunma
·
350 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.