Gönderi

Talihin acı darbeleriyle, içten kundaklamalarla, hayırsız evlâtlarının umursamazlığıyla fakir, bîtap düşmüş necip bir milletin evlâtlarıyız. Ama biz milletimizin talihli çocuklarıyız. Neslimizin yüzde kaçı okula gitmek imkânı bulabilmiştir? Bu imkânı bize bahşeden milletimize, mahrum kalan ezici çoğunluğa oranla çok şey borçluyuz. Bizim dert yanmaya hakkımız kesinlikle yok; biz alev olup yanmalıyız; cahillerin, fakirlerin, yetimlerin, kimsesizlerin can yoldaşı olmalıyız. Ancak onlara kol kanat germekle aydın olmanın, hatta insan olmanın şuuruna varırız. Dinimizde ve milletimizde bir eksiklik bulunsaydı, ardımızda çil çil medeniyetler bırakıp, eski dünya kıtalarında kolan vurmazdık. Demek ki eksiklik onlarda değil, yetişen nesillerdedir. Bizler, yani okula gitmek imkânına kavuşmuş hepimiz, mesleklerimize ait bilgilere en üst seviyede sahip olmalı, şahsiyetimizi fedakârlık şuuru, hizmet aşkıyla beslemeliyiz. İşte o zaman eli öpülesi milletimizin rönesansı başlar; on ile onbeşinci yüzyıllar arasında olduğu gibi insanlığın ışık kaynağı haline gelir. Nasıl ki doğmak, büyümek elimizde değilse ölmek de elimizde değildir. İstesek de, istemesek de her dakika bizi mezarlığa sürüklüyor. Ancak bizden sonra kalacak bir şey yapmakla zamana baş kaldırabiliriz. Bunun da en verimli yeri millet hayatıdır; oraya dökülen her damla ter veya kan mutlaka meyvesini verir. Milletimizin kadersiz talihinin belini kırmak ümidi ve aşkıyla vatana ve millete hizmet gayretlerinde başarılar diler, hasretle kucaklar, Allah’a emanet ederim aziz kardeşim.
Sayfa 67 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
·
103 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.