Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
10/10 puan verdi
Ülkece değerini bilmediğimiz, hayatının en verimli çağında ve henüz 47 yaşındayken kahrından kanser ettiğimiz Yılmaz Güney'in senaryo türünde kaleme aldığı eseri. Senaryonun uyarlandığı Baba filmi, Adana 4.Altın Koza Ödüllerinde Yılmaz Güney'e en iyi film ve en iyi erkek oyuncu ödülünü getirir 1972'de. Jürinin unuttuğu, fakat devrin 12 Mart diktasının ve şürekasının unutmadığı bir nokta vardır; ödüle layık görülen Yılmaz Güney siyasi fikirlerinden dolayı cezaevinde tutukludur. Jüri üyeleri ödülü açıklamış, havaalanında dönüş uçağını beklemekte iken isimleri anons edilir havaalanında. Zabıta memuru, Adana Belediye Başkanı Erdoğan Özlüşen'in kendilerini makam odasında beklediğini bildirir jüri üyelerine. Apar topar geri çağrılan jüri üyelerine, fikirleri sakıncalı (!) birisine nasıl olur da ödül verebildikleri sorulur, yoksa kendileri de bu siyasi düşüncenin propagandacılığını mı üstlenmişlerdir? Muktedirin baskıları karşısında sanatçının takındığı tutumun bir ülkenin sanatını yüceltebilecekken nasıl yerin dibine sokabileceğinin emsali yazılır böylece sanat tarihimize. Bir gün önce ödülü Yılmaz Güney'e veren Şevket Rado başkanlığındaki jüri heyeti, muktedirin baskılarına direnemez, henüz bir gün önce TRT'den tüm ülkeye duyurmak suretiyle ödül verdikleri Yılmaz Güney'in filminin "ideolojik unsurlar içerdiği" gerekçesiyle Sansür Kurulu'na rahmet okutan bir tutumla kazananlar listesini değiştirdiklerini açıklarlar. Buna göre en iyi film ödülü Yılmaz Güney'in Baba filminden alınarak Yılmaz Duru'nun Kara Doğan isimli filmine, en iyi erkek oyuncu ödülü de Baba filmindeki rolüyle Yılmaz Güney'den alınıp Yaralı Kurt filmindeki rolüyle Cüneyt Arkın'a verilmiştir. Onurlu bir sanatçının davranışıyla ödülü reddeden Cüneyt Arkın, bunun gerekçesini 45 yıl sonra "O ödül Yılmaz'ın hakkıydı. Şimdi Yılmaz bunu bilirken, aklı başında herkes bunu bilirken, o ödül bana yakışır mıydı? Yakışmazdı. Ben bütün filmlerimde kahramanları canlandırdım. Haksızlığa karşı geldim. Kendime hep şunu sordum. Hayatta da böyle miyim? Filmlerde kahraman olmak, adil olmak, kötünün karşısında olmak çok kolay ama hayatta olabiliyor musun? Ben hep o hesabı yapmışımdır. O ödül, resmen Yılmaz'ın hakkıydı. Yılmaz Güney çok önemli bir insandı. Çok önemli bir sinema adamıydı. Hak ettiği itibarı ona halk iade etti. Türkiye'de halk, sanatçıya gerçek değerini her zaman vermiştir." sözleriyle dile getirmiştir. Altın Koza'da yaşanan, ülkenin sanat tarihine kara bir leke olarak geçen bu olay tüm toplumda tepkilere neden olmuş, Bülent Ecevet'e "Bir ülkeye dikta rejimini baskı yapanlar değil, baskıya boyun eğenler getirir." sözünü söyletmiştir. İyi ki geçtin aramızdan Çirkin Kral.
Baba
BabaYılmaz Güney · İthaki Yayınları · 202096 okunma
·
406 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.