Atatürk’ün Mu kıtasını araştırdığı ve bununla ilgili kitapları çevirttiği biliniyor.
Öncelikle Mu kıtası ve Atlantis aynı yer değil.
Uygarlıkların temelinin dayandığı, gelişmiş bir medeniyetin refah içinde yaşadığı fakat sonra deprem ve volkanik patlamalarla sulara gömülerek yok olan Mu kıtası (teoriye göre)
Bundan sonrası detaylı bilgi içerir. Spoiler uyarısı...
Yazar Hindistan’da antik bir tapınakta Naacal tabletleri adıyla bilinen tabletleri deşifre ederek bu yolculuğa başladığını söylüyor. Bu tabletlerde Mu kıtasından, halkından detaylıca bahsediliyor.
Kitaba göre Pasifik Okyanusunda bulunan bu büyük kıtada 63 milyon insan refah ve huzur içinde yaşıyordu. Mu kıtası dünyada birçok koloniye sahipti. Mu kıtası battıktan sonra bu kolonilerde dağıldı, yok oldu. Asya, Amerika ve Avustralya’ya kaçan Mu halkı buralarda yaşamaya çalıştı fakat tüm o refah ve zenginlik yok olduğu için ilkelleştiler ve medeniyet geriye gitti.
Kitap boyunca bu diğer kıtalardaki eski topluluklar, onların efsaneleri ve kültürleri inceleniyor. Hepsinde ortak şeyler var ve bunların kökeninin Mu kıtası olduğuna işaret ediliyor. Hepsinin ortak bir yerden geldiğine. Bunları da detaylı olarak anlatıyor. Yaratılışla ilgili büyük benzerlikler, atalarının yer yarılarak ve suya batarak yok olması… Bunlar hepsinde benzer şekilde anlatılıyor. Amerika kıtasındaki uygarlıkların efsane ve kültürlerinde atalarının batıdan geldiği, Asya- Hindistan bölgesindeki eski uygarlıklarda da atalarının doğudan geldiği söylenirmiş. Bir tarafa göre doğu, diğer tarafa göre batıda kalan bu yer Mu kıtasının olduğu konumu işaret ediyor.
Kıtanın bulunduğu söylenen yerde şuan adalar topluluğu var ve bu adalarda pek çok antik harabe bulunuyor. Bunların Mu’dan geriye kalanlar olduğu söyleniyor.
Kitapta pek çok şekilde Mu kıtasının medeniyetin kökeni olduğu ayrıntılı bilgilerle ve örneklerle destekleniyor. Gerçekten de anlatılarları ve ortaklıkları gördükçe bu kıtaya inanmaya başlıyorum. Fakat…
Yazar bu kıtanın jeolojisini, fiziki olarak uzunca anlatıyor, bazı bilgilere ve temele dayandırıyor. Fakat bir kısmı da çıkarım. O dönemin teknolojiside malum. Yazar 1851-1936 yılları arasında yaşadı.
Günümüzde Mu kıtası 
Celal Şengör e sorulduğunda bunun saçma olduğunu söylüyor. Ayrıca levha tektoniği keşfedildikten ve okyanus tabanlarının yaşı ve karakteristiği öğrenildikten sonra böyle bir çökmüş kıtanın olmadığını söylüyor. ( Aynı şey kayıp kıta Atlantis içinde geçerli)
Linkteki videoda sözleri.
youtu.be/uiMe5uOB4M4
·
255 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.