Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

306 syf.
·
Puan vermedi
Tanrılardan ateşi çalamayan bir Prometheus!
Neden yaşamanın bu denlisi tercih edilir henüz cevabına ermiş değilim, ama büyük yaşamak; büyük amaçlar ve idealler gerektirir. Tıp-kimya-doğa felsefesi meraklısı Victor Frankenstein, bu farkındalıkla yaşamaya karar vermiş, sen de insanlardan bir insan, ben diyeyim tanrılardan bir tanrı... Ya da belki tanrı kılığında bir insan, belki insan kılığında bir tanrı: iyisi mi ben ona "tanrinsa" diyeceğim... An gelir çatar, büyük fikir gelir kapıya dayanır; kapı açılır; oyun başlar. Tirat: "Ben bir insan yaratacağım; ben şu insani ellerimle bedenlerden bir beden dokuyacağım ve ona ruh üfleyip üst insanı yaratacağım... " Tik tak, tik tak, tik tak...İki sene geçti...Tik tak... "Ruhuna da üfledim. Ve yarattım. İşte dimdik karşımda. Ellerini bana uzatıyor. Ama aman tanrım bu ne biçim bir insan, bir yaratık, korkulası bir yaratık, kaçılası bir yaratık; madem korkup kaçılası, durur muyum korkup kaçarım elbet." Bu tanrinsanın bir dini, bu dinin de bir kutsal kitabı olsa şöyle başlardı: "Ve o tanrinsa kendi yarattığından korkup kaçtı!" Kuşkusuz kitap bu cümleyle de biterdi. Tanrinsa, kafasındaki yaratıkla kendi hayatını yaşamaya devam etti. Yaratık, dünyaya yaşamaya salındı. Tanrinsa'nın ona döndüğü hayat çokgenin kenarları: Baba Frankenstein, evlatlık Elizabeth ve diğer iki kardeş. Ve de mutlaka can dostu Clerval... Ama durun bir dakika, bu bir çokgen değil, bir kenarı açık; soyuten kafasındaki ve kim bilir somuten nerdeki Yaratık, işte o açık kenar... Tanrinsa'nın tiradı biter, Yaratık'ın Tiradı başlar: "Tabana kuvvet, haydi yaşamaya... Ama bu insanlar benden neden korkuyor? İşte bir ayna; heyhat! Ne kadar da çirkinim, şu ellerimsiler şu ayağımsılar neden diğer insanlarınki gibi değil! Madem korkuyorsunuz benden, karşınıza çıkmamak için şu görünen koca evin karşısındaki kulübede geçinir giderim..." Tik tak, tik tak, Yaratık o evin insanlarından ateşi öğrendi. Tik tak, Yaratık sevgiyi öğrendi. Tik tak, Yaratık yardımlaşmayı öğrendi. Tik tak, Yaratık konuşmayı öğrendi. Tik tak, Yaratık okumayı öğrendi. Tik... Yaratık DÜŞÜNMEYİ öğrendi. İşte bu, Yaratık'ın cesareti için son nokta. Gidip o evin insanlarıyla tanışmaması için hiçbir neden yok artık,.. "Ama en mantıklısı diğer ev ahalisi evin kör yaşlısını yalnız bırakınca gidip önce onunla konuşmak. O beni anlar, beni de insanların arasına alır, şu yalnızlığım böylece diner de hayata karışırım ben de... Haklıymışım, kör yaşlı beni anladı. Ama bir de haksızmışım, ben kör yaşlıyla konuşurken kapıdan giren üç kişiden; biri bayıldı, biri yüzüme bakamadı, biri de saldırdı." Tik tak... Yaratık kini, nefreti öğrendi. Yaratık kendi kulübesine dönünce dünyaya salınmadan önce tanrinsanın evinden üşüme güdüsüyle aldığı ceketin cebinde koca bir defter buldu: kendi yaratılış günlüğü. Madem tanrısı onu böyle çirkin yaratmıştı, ona haddini bildirecekti. Ve ondan işte "o" dileği isteyecekti. Zaman aktı, yollar aktı. Yaratık kendi tanrısına varınca yanına biri doğrudan biri dolaylı iki ölüm de almıştı: Doğrudan ölüm; tanrısının küçük kardeşi William Frankenstein, dolaylı ölüm; hizmetçi Justine Moritz. Yaratık, işte dileğini tanrinsanın yüzüne haykırdı: "Bana bir eş yarat!..Bana...bir...eş...yarat!.. Yoksa dünyada ölüm için savaşır, bu iki ölümle kalmaz, insan ırkının cehennemi olurum. Eğer yaratırım dersen de varlığımın asıl doğasına uyarım ve eşimle sizin dünyanızdan ve insanlarınızdan uzaklarda mutlu bir hayat kurarız." Tanrinsa önce Yaratık'a bir eş yaratmaya karar verdi, bir zaman sonra önündeki tamamlanmayı bekleyen yarı bedeni elinin tersiyle itti, taşlara sardı sarmaladı denize attı. İşte o zaman Yaratık'ın vadettiği cehennem senaryosu başladı. Önce can dostu Clarvel... Evlendiği gün de kardeşi, arkadaşı, eşi Elizabeth... "Ya sen ya da ben ölünceye kadar..." dedi tanrinsa. Dağ taş demedi, kara deniz demedi, kar buz demedi, zamanlarca Yaratık'ın peşinde koştu. En son açlıktan donarak öleyazarken bir gemide buldu kendini; keşfe çıkan Kaptan Walton ve ekibinin gemisinde... Tanrinsa son nefesine kadar amacı için direndi. Ama an geldi ve işte o son nefes de verildi. Yaratık amacına ulaşmanın zevkiyle ve kendi yaratıcısın ölüm hüznüyle karışık bir duyguyla ölünün başında bekledi, bekledi... Sonra geminin penceresinden teknesine binip gitti. "Kendimi yakmaya gidiyorum," demişti gitmeden evvel... Tüm bu senaryo okyanusların ortasında, buz dağlarının arasına sıkışmış o gemide, tanrinsa Kaptan Walton'a anlatırken yazıldı. Ve tüm bu yazılanlar baştan sona mektup: Kimilerince Kaptan Walton'dan Margaret'e, kimilerince tanrılardan ateşi çalmaya çalışırken eli yanan ve yolda ateşi sönen modern Prometheus'tan biz modern insana...
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · Koridor Yayıncılık · 202114bin okunma
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.