Bir anda… Ne bir ses, ne nefes, ne de bir karaltı yokken, silahlar patlamaya başlıyor. Oyuncu oyunculuğunu unutuyor. Korkudan ödü patlıyor. Kafasını kaldırıp bakınca, yanı başındaki arkadaşının da korktuğunu görüyor. İşte tam o anda kafası uçuyor. Evet. Peki. O oyuncu ne hisseder? Müthiş bir sevinç duyar. Çünkü kafası uçan bir başkasıdır. Damarlarından kanlar fışkıran bir başkası. O değil. Onun bedeni hala hayat doludur. Bağırır. Aaaaah! Sonrasında: Kendinden utanır. Yaşadığı için suçluluk duyar. Hem de yaşamı boyunca.