İnsan kendi kendisinin acımasız denetmeniyse ve sonu gelmeyen içsel hesaplaşmalardan geçiyorsa, yaşamında kimselere açamadığı gerçek bir giz var demektir ve ne bir dünya hakimi ne de bir ruh hekimi, uykusuz geçen gecelerini ona geri veremez.
Bu tür yargılamalardan zaten bıkmış olmasaydı kendisini çelişki içinde bulmazdı çünkü bu tür çatışmalar daha yüksek düzeyde bir sorumluluk duygusunu gösterirler. Bu duyguya sahip olan bireyin toplumun ortak kararlarını kabul etmemesinin nedeni de budur. Böyle bir insanda, mahkeme içsel dünyaya taşınır ve karar kapalı kapılar ardında verilir.
-Syf 399