"Biz bir avuç tohum gibiydik ve bilmiyorum bir hoyrat el miydi, savurdu bizi. Kimimizi kendi gönüllerinin uçurumlarına, kimimizi bilinmezlik kuyularına, kimimizi buhranlar girdabına. O günlerden bir kaç kelebek hatırası kaldı belki, belki bir iki yumuşak tüy düşüşü, belki yapraklar arasında unutulmuş kurumuş erik çiçekleri..."