Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Eski klasik kavramlarımızın esastan eleştirilmesine yol açan en önemli deneysel bulgu, ışığın boşluktaki yayılma hızının mümkün olan tüm fiziksel hızların üst sınırını temsil ettiği gerçeğinin keşfidir. Bu önemli ve beklenmeyen sonuç özellikle Amerikalı fizikçi MICHELSON'un deneylerinden çıkmıştı. Michelson, geçen asrin sonlarında dünyanın hareketinin ışığın yayılma hızı üzerindeki etkisini gözlemeye çalıştı. Fakat gördü ki, böyle bir etki mevcut değildir. Bu sonuca tüm bilim dünyası hayret etmişti. Işığın boşluktaki hızı, ölçmenin yapıldığı sis temin ya da ışığı yayınlayan kaynağın hareketinden tamamen bağımsız olarak her zaman aynı değerde çıkıyordu. Böyle bir sonucun çok olağanüstü olduğunu ve hareketle ilgili en temel kavramlarımıza aykırı göründüğünü açıklamaya gerek yoktur.
·
76 görüntüleme
Marie okurunun profil resmi
Gerçekten, bir cisim uzayda hızla hareket ediyorsa ve siz de ona doğru gidiyorsanız, hareketli cisim size daha büyük bir göreli hızla çarpacaktır. Bu hız, cismin hızı ile gözlemcinin hızının toplamına eşittir. Diğer taraftan, eğer siz cisimden kaçıyorsanız, arkanızdan size daha küçük bir hızla çarpacaktır. Bu hız da cismin hızı ile gözlemcinin hızının farkıdır. Buna Hızların Eklenmesi Kuramı denir Artık Geçerli değildir Çünkü ışığın hızı sabittir
Marie okurunun profil resmi
Bununla beraber, ışık ele alındığında, çok dikkatle yapılmış deneyler göstermiştir ki, kuram artık doğru değildir ve ışığın boşluktaki hızı her zaman aynıdır, saniyede 300.000 km'ye (ge- nellikle c sembolüyle ifade ederiz) eşittir. Gözlemcinin hareketinin hızından bağımsızdır...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.