Yavuz Sultan Selim'in hem Abbasi Halifesi Mütefekkil hem de Şerif Berakat vasıtası ile elde ettiği Mukaddes emanetler ile Memlük hazinesini -ki bunun içinde Mukaddes emanetlerin bulunması muhtemeldir- İstanbul'a getirdiğini ve koleksiyonun ilk nüvesini bu kaynaklardan oluşturduğunu düşünmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Yavuz Sultan Selim'in "Hadimü'l-Haremeyni'ş-Şerifeyn ünvanına uygun olarak, bu emanetlere sahip çıkması, toplaması ve koruması, bilinçli bir koleksiyonculuk faaliyeti olarak değerlendirilebilir.