Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hz. Muhammed'e Dair - 3 (Hoşgörüsü)
O, hiç kimsenin baskı altında din değiştiremeyeceğini ve bu konuda kimseyi zorlama hakkının herhangi bir adama asla verilmemiş olduğunu, ödevinin, musallat olma değil, herkesin anlayabileceği bir dille ve seviyesine uygun olarak telkinler yapmaktan ibaret olduğunu kavramış olduğundan, Müslümanlara böyle bir hoşgörüyle hareket etmelerini bildiriyordu. Zira hidayet ve dalâlet Tanrıdan olduktan sonra, onun yapacağı tek iş, öğüt vermek ve kendisine bildirilmiş olanları anlatmaktan ibaretti; ve yine zira, Yüce Tanrının, kendisini savunmak için hiç bir avukata ihtiyacı olmadığı gibi, herkesin dini de kendine aittir. Denebilir ki, Hz. Muhammed'in politik amaçlarla yapmış olduğu savaşlarda, dini zorla kabul ettirmek gibi bir maksat güdülmemiştir. Bunun aksi doğru olsaydı, Tanrısal buyruklara aykırı davranmış olurdu. Bağışlamayı, tövbeyi, pişmanlığı, Tanrının inayet ve ihsanına, şefkat ve merhametine, kusurların örtmesine ve yarlıgamasına derinden inanmış olan bu kutsal elçi, kendi hayatının verdiği örneklerle de, bu inançlara sadık kalmıştır. İnsanları Tanrıyla baş başa bırakarak, Tanrıyla kul arasına kimselerin girmemesini öngören layiklik prensibinin ana tohumlarını, onun bildirilerinde bulmak, ya da o bildirileri çağımızın bu konudaki felsefesine göre yorumlamak her zaman mümkündür.
Sayfa 544
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.