Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İBN-İ BATÛTA’NIN GÖZÜNDEN ANADOLU Mâlikî fakîhlerinden, meşhur seyyâh ve tarihçi İbn-i Batûta (v. 1369), seyâhatnâmesinde Anadolu’yu şöyle anlatır: Bu diyarlar, dünyanın en güzel memleketlerindendir. Cenâb-ı Hak, dünyanın her tarafına ayrı ayrı ihsan ettiği güzellikleri, burada bir araya getirmiştir. Ahalisinin yüzleri güzel, kıyafetleri temiz, yemekleri de pek hoştur. Bunlar Allah’ın kullarının en şefkatlileridir. Bu sebepten, “Bolluk, bereket Şam’da, şefkat ise diyâr-ı Rum (Anadolu)’dadır.” denilmiştir. Bu diyarda her ne vakit bir dergâha veya bir eve müsafir olsak, komşularımız hâlimizi sorar, ihtiyaçlarımızı karşılarlardı. Yanlarından ayrılacağımız sırada sanki bir akrabamız gibi, bizimle vedalaşırlar ve bu ayrılıktan dolayı gözyaşı dökerlerdi. Bu memleketin âdetine göre, haftanın bir günü bir hafta yetecek kadar topluca ekmek pişirirlerdi. Pişirildiği bir gün, yanında lezzetli katıklar ile bize sıcak ekmek ikram ettiler ve ‘Bunu size hanımlar gönderdi, sizden dua istiyorlar.’ dediler. Anadolu halkının ekserisi, İmâm Ebû Hanîfe mezhebinden olup, Ehl-i Sünnet’tirler. Aralarında Kaderî, Râfizî, Mutezilî, Hâricî ve sair ehl-i bidat bulunmaz. Bu da Cenâb-ı Hakk’ın onlara husûsî olarak verdiği büyük bir fazilettir.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.