Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sanat kurallarla değil içten geldiği gibi ortaya konulmalı.
Bir zamanlar, ayaklarının kırkını da müthiş bir hünerle kullanarak çok güzel dans eden bir kırkayak varmış. Ormandaki tüm hayvanlar bu kırkayağın dansını izlemeye gelirler ve her seferinde onun dans edişine hayran kalırlarmış. Ama onun bu dans edişini beğenmeyenler de varmış. Bunlardan biri de kurbağaymış... Ne yapsam da kırkayağın böyle güzel dans etmesini engellesem diye düşünüp duruyormuş. Güzel dans etmiyorsun dese olmazmış. Ben senden daha güzel dans ederim dese hiç olmazmış. Düşünmüş, taşın- mış, güzel bir plan hazırlamış. Oturup kırkayağa bir mektup yazıp, göndermiş. " Eşi benzeri olmayan saygıdeğer kırkayak kardeşim!" diye başlamış mektuba " sizin benzersiz danslarınızın naçiz bir hayranıyım. Müsaadenizle sizden şunu öğrenmek istiyorum. Nasıl böyle güzel dans edebiliyorsunuz? Acaba önce 13.sol ayağınızı, sonra da 27. sağ ayağınızı atarak mi dansa başlıyorsunuz? Sonra da 11.sağ ayağınızı kaldırıp, 35.sağ ayağınızı mı indiriyorsunuz?" İmza naçiz hayranınız kurbağa. Kırkayak mektubu alır almaz nasıl dans ettiğini düşünmeye başlamış. Önce hangi ayağını attığını? Ondan sonra hangi ayağını kaldırdığını... Ve sonunda kırkayak dans etmeyi bırakmış. Bu bize aklın yaratıcılığı nasıl engelleyebileceğini gösteren güzel bir örnek. Bazen kulaklarımızı tıkamalıyız ve isteklerimizi, hayallerimizi yüceltmeliyiz...
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.