Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

267 syf.
·
Puan vermedi
Full Metal Memet
Askerlik; bir erkek için sünnetten sonra delikanlılığa atılan ikinci adım. Ataerkil bir topum olduğumuzdan bizim için önemli bir konu kutsiyetliği var ayrıca, peygamber ocağı deniliyor. Kitaplar dolusu kahramanlık öykülerimiz var Osmanlıdan bu yana, destansı Çanakkale zaferimiz var üzerine cilt cilt şiirler yazılan. Savaşlara, darbelere yabancı olmayan bir millet olduğumuzdan savaşçı yönümüz hep ön planda biz Türküz şöyle kılıç sallar, böyle ok atarız. Bundandır 20 yaşındaki çocukları batıda üç mermi, beş mermi attırdıktan sonra bilmedikleri bir coğrafyaya yollayıp savaş demek. Kitaptan bir asker anlatıyor ‘’çocukken hiç oyuncak silahım yoktu şimdi buraya eli silahlı, eğitimli, araziyi çok iyi bilen kişilere karşı savaşmaya geldik’’ biliyor yani bu işte bir terslik olduğunu. Yine kitaptan, bir diğer asker ‘’anamızın bacımızın namusunu korumak için buraya geldik, rütbeliler burada anamıza bacımıza küfrediyor’’. Savaşmak için, gerekirse ölmek için gelen birine verilen değer bu. 42 askerin 18-15 ay boyunca yaşadıklarını anlattığı bu kitapta; sağ salim evine dönen ve vücudunun yüzde yetmişini- seksenini kaybetmiş askerlerin anlattıklarından en çok dikkatimi çeken içinde bulundukları durumu sorgulamaları ve gerçekle yüzleştikten sonra sistemi eleştirmeleri. Neden buradayım, neden bir tek ben savaşıyorum, neden bir zenginin çocuğu burada savaşmıyor bir milletvekilinin, bir bürokratın çocuğu bizimle burada değil diyor. Yine başka bir asker ‘’onlarda insan biz de insanız iki taraflı olarak ölüyoruz, iki tarafında annesi, kardeşi sevdiği var sadece bize onlar üzülüyor peki bizim ölmemize kimler seviniyor daha çok ölmemizi kim istiyor? En başta konserve sektörü, güneydoğuya gelen konservenin haddi hesabı yok diyor sonra silah sektörü yani yabancı kapitalizmi en kötüsü ise diyor burada savaşın bitmesini istemeyenler, burada görev yapan bazı subaylar. Pusuya, araziye çıkmazlar asteğmen ve uzmanları gönderirler kendileri ise deli gibi maaş alır. Kaçakçılığa çanak tutan rütbeliler var’’ diyor. Kitap içeriği ile ilgili anlattıklarımı burada noktalarken şunu belirtmek istiyorum: Hangi şartlarda olursa olsun savaşın kimseye bir faydası yok ve savaştığımız kişi kendi kardeşimiz kurtuluş savaşında beraber mücadele eden dedelerin torunları birbirini öldürüyor onlar öldürdükçe kapitalizmin göbeği şişiyor topraklarımız kan gölü olurken Kürt ve Türk olarak birbirimize kinimiz daha çok artıyor. Zenginin çocuğu hayatını yaşarken; sen zenginin çocuğunun mutluluğu, refahı için hayatını sonlandırıyorsun. Buna da birileri vatan için, namus için diyor. Bu sorun vatan sorunu değil sınıf sorunu sadece bir sınıfın evladı ölüyor diğer sınıfın evladı ölen sınıf sayesinde hayatını yaşıyor varlığına varlık katıyor. Ölmeyip de sakat kalanlara ise birileri bir tekerlekli sandalyeyi, bir protez bacağı çok görüyor değer vermiyor önemsemiyor. Üzüldüğüm şu ki ezilen ve fakir sınıfa milliyetçiliği, kutsallığı bir zehir gibi zerk ederek bilmedikleri bir coğrafyada ölüme terk etmeleri. Çatışmalarda yaralanan askerlere acilen müdahale yapmak için helikopterin gelmemesi. Çünkü helikopterin fakirin bir canı için kalkması dünya para. Yani canın hiçbir önemi yok. Oysa zengin için kaç helikopter kalkardı. Şimdi asker kışlalarında durum nedir teknolojinin gelişmesiyle beraber nasıl bir strateji izleniyor bilmiyorum ve savaştan nefret ettiğim için de takip etmiyorum. Umarım bu yüzyılda artık eskisi gibi fakir fukaranın çocukları bile isteye ölüme gönderilmiyordur, hakaret ve küfür edilmiyor dayak atılmıyordur. Düşüncesi, ırkı, inancı, cinsel tercihi yüzünden kimsenin ölmemesi ve bunun kirli bir savaşa çevrilip kapitalizmin göbeğini şişirmemesi için sonuna kadar bir mücadele dileğiyle. Kahrolsun kapitalizm ve emperyalizm yaşasın sömürüsüz barışçıl bir dünya
Mehmedin Kitabı
Mehmedin KitabıNadire Mater · Metis Yayınları · 201288 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.