Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Benimde bir gün olricim olacak mı?
"Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna..." Bu bir inceleme değil kitabın bende bıraktığı etki ve iç döküşümü anlattığım aciz bir karalamadır... Bazen koskoca bir şehir size dar gelir, odanızın duvarları üzerinize çullanır. Tanıştığınız insanlar dostlarınız bile size yabancı gelmeye başlar bu dünyaya gerçekten ait değilim dersiniz selimde öyleydi elinden tutanı yoktu tek istediği şey onu anlayan birisi olmasıydı gelip geçici ilişkiler istemiyordu.... şuan ki yaşadığımız dünya içinde aynı şeyler geçerli dost bulmak kendini anlayan birini bulmak bu kadar zor olmamalı insanlar yüzlerine bir maske takıyor ve bu dünyanın düzenbazları olarak hayatlarına devam ediyorlar sahte gülümsemeler sahte suratlar hepsinden iğreniyorum. Bu kitap kalbimin derinliklerinde yatan duyguları açığa çıkardı diyebilirim. Biricik Selim senin bende yerin ayrı hayata tutunmak istedin ancak sen çoktan kırılmış bir bardaktın hayat ellerinden kaydı gitti bazen kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum dostlar ne evime ne aileme ne arkadaşlarıma ne de dünyaya hepsi sahte geliyor sanki her insana ayrı bir yüz ifadesi takınmış bir düzenbazım bu yüzden kendimden de iğreniyorum uzun süredir sürekli yorgun hissetmekteyim kendimi bu kitabı bile 2 ay gibi çok uzun bir sürede bitirdim kalbimdeki tüm hayal kırıklıklarını açığa çıkardı uzun süre düşündürdü selimin yaşadıkları düşünceleri her şeyi beni anlatıyordu toplumda yer bulamayanların topluluğudur tutunamayanlar her birinin farklı yaşanmışlıkları vardır aslında her biri çok narindir kalpleri bu kadar narin oldukları için tutunamıyorlar insanlar çok kırmıştır onları yormuştur hayatta yormuştur insanlar bir kroşe çakmış hayatta nakavt etmiştir diğer insanları izlerler sahte dostluklarına özenip belki de benimde böyle bir dostum olur beni anlar diye tozpembe hayaller kurarlar toplum onları artık kabul edemez bünyesi kaldırmaz bu kadar keder bu kadar acı insanlar tozpembe hayalleri severler hep gülmek isterler bu yüzden tutunamayanlar dışlanmıştır... İnsanlarla ilişki kurmak neden bu kadar zor sizce insanlar sosyal canlılardır derler peki ben neden bu sosyal toplumun dışındayım bunu kendim mi istedim bilmiyorum hayat mahkemesine çıkmış müebbet yemişim gibi hissediyorum bu garip ruhum onlarca şey hissediyor bu yüzden yazıyorum beni dinleyen tek dost kağıtlar ne söylesem kabul eder düşünmeden en sadık arkadaştır kitaplar gibi.... Selim belki de en çok sevgiyi hak edendi ancak fark edilmedi istenmedi hor görüldü ne o insanları sevebildi nede insanlar onu zıt kutuplar bu sefer birbirini çekemedi öylece yaşadı ve gitti Turgut gibi bir olricim olsun isterdim bana bazen baş kaldıran ancak beni anlayan... ne yazsam buraya bir şey ifade etmez sadece meyus bir garibin son çırpınışlarını okudunuz zaman ayırdığınız için teşekkürler... "Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır."
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
··1 alıntı·
2 artı 1'leme
·
2.748 görüntüleme
Ömer Doğrul okurunun profil resmi
"Düşen kişi tutamaç olmadığından tutunamamış değildir, tutunduktan sonra tutuklu kalacağını veya kendisine bir dayanak bulamayacağını bildiği için tutunmayı tercih etmez. Diğer taraftan tutunmak isteyip de tutunamadıysa o (kişi) başkaları tarafından itilmiştir. (Burada kastettiğim "başkaları"; yalnızca kişiler olarak değil düşünceler, acılar, geç kalmışlıklar ve yanlış vakit olarak değerlendirilebilir.)" Dostum, seni tevafuk eseri bir yerde yazı değerlendirmesi isterken buldum. Şimdilik sadece bu yazını okudum ve gerçekten anlatmak istediğin, yazmaya değebilecek şeylerin olduğunu gördüm. Fakat noktalama işaretlerini ve gereken eklerini düzgün yazmadığın için ilk okumada ortaokul öğrencisinin yazdığı bir yazıymışcasına gayrıciddi bir tını oluşuyor. "Yazar neresinden yazarsa okuyucunun orasına ulaşır" der İsmet Özel, sen de bedenine nüfuz etmiş şeyi nakletmeye çalışıyorsun. Ama şöyle bir mesele var ki: kanaatimce sen, kontrollü hareket etmiyorsun. Kontrollü hareketten kastım cümlelerin nizamını kuramayıp bağlamak istediğin yere bir doğrultuda varamaman. Yaklaşık iki yıl kadardır dergilerin içinde olmaya gayret ediyorum. Senin yazın da kitap yorumu gibi olmuş ve gerçekten düzenlendiği takdirde bir ahenk arz ediyor, duyguları anlatıyor. Eğer yazı yazmada kendini geliştirmek istiyorsan kafiye için değil dünya kifayeti için düşünmen lazım. Aklına geleni değil aklını oluşturanı yazman lazım. Konuşmak için değil konuşulanları anlaman için susman lazım. Ve son olarak Benjamin Franklin'in dediği gibi "ya okunmaya değer bir şeyler yaz ya da okunmaya değer bir şeyler yap!"mamız lazım. Dediğim gibi iki senedir yazılarla uğraşıyorum, istersen benimle irtibata geçebilirsin. Eğer rahatsız edici olduysam kusuruma bakma, dilersen bu yorumu silebilirim. Afiyetle...
kumifoxx okurunun profil resmi
Kesinlikle beni rahatsız etmediniz aksine bunları yazmanız benim için çok önemliydi. Sizin sayenizde kendi hatalarımın farkına varıyorum ne kadar teşekkür etsem az. Yazım kuralları ve noktalama konusunda haklısınız imla kurallarına dikkat etmiyorum ve dediğiniz gibi daha çok acemiyim. Sizinle irtibata geçip beni geliştirmenizi çok isterim uygun bir zamanınızda bana mesaj atabilirsiniz. Tekrardan teşekkür ederim görüşmek üzere...
Bilal Köse okurunun profil resmi
Aramıza hoş geldin sevgili "tutunamayan" dostum.
kumifoxx okurunun profil resmi
teşekkür ederim tutunamayangillerden olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.