Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

556 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bu satırları yazarken 25 yaşındayım. Daha yolun başında belki de sonlarındayım. Ama yaşadığım bu çeyrek asır kadar zamanda yüzlerce kitabı hafızama kazıyamamış olsamda okuduğum kitaplar arasında her satırında beni bu denli kahreden, yaşanılan durumun vehametini bu kadar gözler önüne seren başka bir kitap daha okumadım. Kapitalizmin insanları tek seferde çiğnemeden yutulabilecekmiş bir lokma olarak görmesine, insanların emeğinin ve alın terinin ucuz işgücüne dönüşmesine, insan hayatının bu kadar değersizleştirilmesine, bazı insanların diğer insanların zayıflığından yararlanarak ayaklarının altına alıp üstünde tepinmeye çalışmasına tanıklık etmek benim için çok zordu. Ben okuduklarımı hazmetmeye çalışırken kitapta anlatılan manzaraların bir zamanlar yaşanmış olduğunu ve bu yaşanılan olayların hala bir yerlerde sürekliliğinin devam ettiğini bilmek ise malesef içler acısı... Üç yıl önce okumuş olduğum bu kitabı şimdi paylaşmamın sebebi ise; bu canlı kurguları bize sunan, gerçeklerle kurguyu harmanlayarak bize adeta bir belgesel niteliğinde olan bu kitabı hediye eden John Steinbeck'in bugün doğum günü. Fareler ve İnsanlar kitabıyla beni kendine çeken , Gazap Üzümleri kitabıyla ise beni dumura uğratarak kendisine bağlayan John Steinbeck! İyi ki doğdun canlı kurguların yazarı... İyi ki geçmişsin bu hayattan. "İnsan daha yaşamadan, cennet umudunu ne yapsın? Kendi ruhları yerlerde sürünürken, Kutsal Ruhu ne yapsınlar? Yardıma ihtiyaçları olacak. Ölmeye sıra gelmeden önce yaşamaları şart." "Yeni baştan başlarız. Ama başlanmaz ki! Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen,ben...biz artık geçmiş zamanız. Bir anlık öfke binlerce sahne...oyuz biz. Bu toprak, bu kırmızı topraklar biziz. Sel yılları, kuraklık yılları, toz yılları biziz. Baştan başlayamayız. Deminki hurdacıya sattığımız onca acı... evet, o adam aldı hepsini bizden ama, bizden de gitmiş değil. Toprak sahibi bize gidin dediği zaman... oyuz biz işte. Traktör eve çarptığında, o biziz, ölene kadar. İster Kaliforniya'ya olsun, ister başka yere... Her birimiz, acılar geçidinin başındaki şef trampetiz. Izdıraplarımızla yürüyüp gidiyoruz. Günün birinde... ızdırap orduları hep aynı yolu yürüyor olacak. Hepsi de birlikte yürüyecekler. Korkunç bir terör doğacak bu yürüyüşten." "Burası özgürlükler ülkesi. Yaa... Hele biraz kullanmaya kalk bakalım o özgürlüğü. Cebindeki parayla ne kadar özgürlük satın alabiliyorsan o kadar özgürlük tanıyor herif sana." "Ticaret hayatına atılanlar yalan söylemeye, hile yapmaya mecburdur. Ama buna başka bir isim takarlar. Önemli olan odur. Sen gidip o lastiği çalarsan hırsız olursun. Ama o herif yırtık lastiğe karşı senin dört dolarını çalmaya kalkıyor, adı da ticaret oluyor." "Hükümetin ölüye duyduğu ilgi, diri insana duyduğundan fazla nedense." "Şundan emin olabilirsiniz... korkulacak zaman, İnsan'ın bir ülkü uğruna acı çekmeyi ve ölmeyi reddettiği zamandır." "İşin başlangıcı burasıdır... "Ben"den "Biz"e geçiş." "Çünkü sahip olma, sizleri ebediyen "Ben" çerçevesinde dondurmuş, "Biz" ile olan bağlantınızı ilelebet kesmiştir." "Ölüm kokan bir memleket burası. Memleketin kemikleri burası. İnsanların canlarını dişlerine takmak zorunda kalmadan yaşayabilecekleri bir yere hiç gelebilecek miyiz acaba?" "İnsanı eziyor... bulamayacağını bildiğin bir şeyi hababam aramak." "Her zaman, her gün, hep aynı şeyi öğreniyorum. Başın dertteyse, canın yanmışsa, bir şeye ihtiyacın varsa... fakir insanlara git. Sana ancak onlar yardım eder... yalnız onlar." "Çünkü kendi payı olan o küçük ruh parçası, diğer ruhların arasında olmadıkça, bütünün yanında olmadıkça hiçbir işe yaramıyormuş. Ama şimdi anlıyorum... insanoğlu tek başınayken bir halt değildir." "İki, birden iyidir, çünkü emeğine daha iyi karşılık alır. Düşerlerse biri ötekini kaldırır. Ama düştüğünde yalnız olanın vay haline... çünkü yanında ona yardım edecek kimse yoktur. İki kişi birlikte yatarsa sıcak olur. Ama bir kişi tek başına ısınabilir mi? Ve biri onu ezmeye kalkarsa, iki kişi olursa karşı koyabilir ve üç katlı bir ip kolay kolay kopmaz." "Domuzlar gibi yaşayan insanlarımızı, nadasa bırakılan o verimli toprakları, çeyrek milyon dönüme sahip adamı, ona karşılık açlıktan ölen yüzbinlerce çiftçiyi düşündüm." "Adamın bir çift atı olsa, tarlasını onlarla sürse, çalışmadıkları zaman onları aç bırakacağı, açlıktan öldüreceği akla gelir mi hiç ? Onlar at ama... biz insanız." "Öyle oluyor ki, düşünmekten bile nefret ediyorum. Hayatımız bitmiş, son bulmuş gibi geliyor." "Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık." "Ölmeyi öyle çok istiyorum ki! Çok istiyorum. Şart. Uyumak gibi. Biraz ölmek. Öyle yorgunum ki! Yorgun! Belki... bir daha uyanmamak." "Ruhlarında yumru yumru gazap üzümleri oluşuyor, büyüyor, ağırlaşıyor, bağbozumuna hazırlanıyor." GAZAP ÜZÜMLERİ
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.