Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

481 syf.
10/10 puan verdi
"Neden daha önce okumadım ki" dedirten bir kitaptı. Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı oldu bu kitap. Anladım ki Livaneli, anlatım tarzıyla, diliyle, kurduğu olay örgüsüyle kısacası her şeyiyle okunması gereken bir yazar. Ki zaten yazıldığı dönemde Amerika’da “Yılın En Başarılı Romanı” ödülünü aldığını öğrendiğimde pek şaşırmadım doğrusu. Birçok ödülü hak eden bir başyapıt bana göre. Kitap aslında başlangıçta aşk romanı gibi görünüyor fakat derinlere daldıkça aşk türünden daha da fazlasını görüyorsunuz. Bu durum da sizleri okumaya daha fazla teşvik ediyor. Ama beni asıl derinden etkileyen şey, anlatılanların gerçek olmasıydı. Şöyle ki romanda, 1939-1942 yılları arasında Türkiye’ye gelen bir Alman bir profesörün, tekrar İstanbul’a geldiğinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nde çalışan bir kadın üzerinde bıraktığı izleri okuyoruz. Ardından Profesörün yaşadığı zamanlarda Nazi zulmü vardı ve profesörün eşi aslında bir yahudi olduğundan evli çift Almanya'dan kaçmak isterler. Eşiyle beraber Türkiye’ye doğru yola çıkmışlarken eşi Nadia Naziler tarafından esir tutulur. Profesör de Türkiye’ye tek başına gelir ve Nadia’yı da Almanya’dan getirtmek için çalışmalara başlar. Türkiye’den de geçecek olan Struma adlı gemi ile yola çıkan Nadia’yı ve Nadia'yı İstanbulda bekleyen profesörü bir dizi olay takip eder. Hikayemizin temelinde bu öykü yatar. Gelelim gerçek olmasına; İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin hedefinde Yahudiler vardı. Romanya’daki Yahudiler de bundan nasibini aldı. İçinde Yahudilerin (769 kişi) olduğu ve Romanya’dan kalkan Struma gemisi İstanbul’da Sovyetler tarafından batırıldı. Yük gemisi olmasına rağmen ve 100 kişinin bile zor sığacağı gemiye tam 769 kişi sığdırılmış. Gemi İstanbul’a varmadan arıza yapmış ve İstanbul’a demir atmış. Asıl varış noktası Filistin. Ancak hiçbir zaman Filistin’e gidemeyen bu gemiden sadece 1 kişi kurtulmuştur. Türkiye bu olayda tarafsız kalmayı, daha doğrusu Almanya’yı karşısına almamayı tercih etti. Bu nedenle bu olayda tek bir suçlu arayamayız. Olaya tarafsız bakarsak başta Almanya olmak üzere Rusya, Türkiye, İngiltere ve Filistin de bu işin sorumluluları gibi gözüküyor. Ki kitap incelemelerinde çoğu kişi Livaneli'nin Türkiye'yi suçladığını ve kötülediğini ve bu sebeple bir daha Livaneli kitaplarını okumayacaklarını aktarmış.Ben bu halk arasında adı geçen 'at gözlüğü' sıfatıyla bakmak yerine Livaneli'nin tüm çıplaklığıyla gerçekleri aktardığını düşünüyorum. Ayrıca birçok kaynaktan da yararlanarak yine entelektüelliğini ortaya koymuş Livaneli. Kimi yerlerinde kurgu kimi yerlerinde gerçek öyküleri barındırarak kurgu ile gerçeği çok iyi bir şekilde birlikte oturtmuş.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,8bin okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.