Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

210 syf.
·
Puan vermedi
Yaşamaya devam etmek zorundasın!!
Yaşamak gibi ucu bucağı olmayan genel bir kavramı tüm duygu depremleri ve kültürel çerçevesi içerisinde bize sunan Yu Hua’nın Yaşamak kitabı, 2016 yılında Bahar Kılıç tarafından dilimize çevrilmiş ve Jaguar Kitap tarafından basılmış. Fugui isimli yaşlı bir çiftçinin kendi ağzından hayat hikayesini anlattığı kitap, Fugui’nin gençlik yıllarında ailesinin servetini har vurup harman savurmasıyla başlıyor. İyice kumar batağına düştükten sonra ailesine, karısına hatta karısının karnındaki bebeğe ettikleriyle birlikte elinde avucunda bir şey kalmamasıyla hikaye yeniden şekillenmeye başlıyor. Elbette Fugui’nin başından geçenleri tek tek anlatmayacağım. Fakat kitabı bitirdikten sonra içimde öyle büyük bir duygu yoğunluğu birikti ki, üzerinde daha fazla düşünerek bu duyguları bir bir ayıklamak ve anlamlandırmak istedim. Hayatınızı kaybedecek hiçbir şeyinizin olmadığı şekilde hayal edin. Maddi kaynağınız sonsuz, manevi beklentiniz yok, herkese istediğiniz gibi davranabiliyorsunuz, kimsenin ne dediğini zerre umursamıyor, çevrenizdekileri üzmek kaygısı taşımadan davranıyorsunuz. Gençsiniz, sağlıklısınız, güçlüsünüz. Hiç böyle bir hayatınız oldu mu bilmiyorum; ama bir hayal edin. Sonra da dilediğim gibi yaşarım dediğiniz o en uç noktalarda hayatınızı sürdürürken tüm bu saydıklarımın bir günde yok olduğunu varsayın. Dilediğiniz gibi değil, yaşamak zorunda olduğunuz şekilde başladığınız yeni hayatı tüm pişmanlıklarla sıfırdan inşa ederken en çok neyi düşünürsünüz? Bir bedel ödediğinizi mi? Hatalarınızı telafi etmek zorunda olduğunuzu mu? Normalde ilk akla gelen bunlardır elbette… Ama Fugui’nin hikayesi bize başka şeyler söylüyor. Sıfırdan inşa edilen bir hayat düzeni içinde beklenmedik birçok aksilik, talihsiz ölümler dizisine tanıklık ederken, bir yandan fakirlik, açlık, sağlık sorunlarına rağmen sevgi, sabır, kanaatkarlık görüyoruz. Okurken nefret ve kınama ile başladığım kitap, ilerleyen sayfalarda hayret, şaşkınlık, üzüntü, umutla dolup taştı. Öte yandan bir sayfada Yoldaş Başkan’a kızasım geliyorken, birkaç sayfa sonra kendimi onun yerine koyup içerledim. Fugui çaresizlikle evdekileri nasıl doyuracağını düşünürken “Ah be Fugui, nasıl yok ettin onca serveti!” diye içimden geçirirken, birkaç sayfa sonra “Vay be iyi ki de gitmiş serveti, toprak sahibi olsa yok yere öldüreceklerdi” diye içime su serpildi. Olup bitene her genel geçer tepki verişimde Fugui ve ailesi bana başka bir hikaye de olabileceğini gösterdi. Tesadüfen bulunduğu yerlerde mutsuzluğun, fakirliğin dibine vurmuşlarken ilerleyen günlerde eğer orada olmasalardı daha kötü şeylerle sınanabileceklerini gördüm. Demek ki, her zaman bildiğimiz en kötü, aslında en kötü olan değilmiş dedirtti bir yandan… Kitap sonlandığında olup bitenleri düşünürken şöyle dedim: Yaşamak da böyle değil mi zaten? Duygudan duyguya geçerek hikayelerimizi ördüğümüz, aldığımız küçük bir kararla hayatımızın geri kalanına kelebek etkisi izler bıraktığımız, bize ait, bize özel, öngörülemeyen ve beklenmedik şeylerle dolu…Doğumlar, ölümler, umutlar, mutsuzluklar… Sonra umutsuzluğa kapıldığımda veya en kötü olanı yaşadığımı düşündüğümde Fugui’nin şu sözlerini tekrarlamam gerektiğini fark ettim: Yaşamaya devam etmek zorundasın! Yaşamaya devam edelim, yaşayalım, görelim… Keyifli Okumalar...
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,3bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.991 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.