Gönderi

Hakiki bilgi tatlı su gibi insana can verir, akla idrak, kalbe irfan ve bedene amel verir. Nitekim ne zaman ki müslüman toplumlar, hassaten bu toplumlar içindeki alimler ve veliler, bu kaynaklanı ilme havale edip idrake vesile oldularsa işte o zaman deryalar fışkırmış, gönüller coşmuştur. Biz bilgiyi akla değil kalbe hamleder ve oradan ebedi saadete vesile kılardık. Bilgiyi Hakk'ı tanımak ve O'na ulaşmak için bir binek yapardık. Evet bilgiyi ve ilmi bir güç olarak görürdük ancak bu gücü Hakka yakınlaşmay artıran bir vesile olarak tanımlardık. Değil dünyevi bilgileri, her işimizi ve tamamen dünya hayatımızı da ebedi olan ahiret hayatı için vesile görürdük. Hatta sırf bundan dolayı bir müslüman için din-dünya ya da dini-dünyevi diye bir ayrım dahi yapmazdık Çünkü bizim varlığımız kulluk için kulluğumuz da Hak içindi.
Sayfa 35 - Cemal AltundaloğluKitabı okudu
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.