Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

528 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
İlk defa İskender Pala'nın bir kitabını okudum. Polisiye kitaplar için tavsiye istemiştim. Tavsiyeler arasındaki kitaplardan biriydi. Kitabın dili son serece akıcıydı. Başta pek önyargılı başlamıştım. Fakat beni şaşırttı. Kitabı polisiye ve din konularını sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. Bol aksiyon içerin kitabı okumanızı tavsiye ederim. Kitap adını Hz. İbrahim’den almaktadır. Abum Rabum kelimesi büyük baba anlamına gelmektedir. Söz konusu büyük baba ise Hz. İbrahim’dir. Kitabın konu ise Kommagene hükümdarı Antiochos tarafından Sin-Ammar’a yaptırılan anıt mezardaki hazinenin ele geçirilmesidir. Sin-Ammar Hz. İbrahim’in akidesi üzerine yaşayan biridir. Sin-Ammar yapacağı saray görünümlü anıtmezarın göklerle bağlantısı olsun istiyormuş. Güneş’e, Ay’a ve İştar’a tapan insanlara göklerin gerçek sahibi olan Allah’ın, İbrahim’e vahiy gönderen Allah’ın kudretini göstermek için niyetlenmiştir. Sin-Ammar Hz. İbrahim’in ayak izlerini taşıyan bir şifre yapmıştır. Şifre olarak Hz. İbrahim’in akidesinin temel taşlarını seçmesi kendisinin de öyle inandığını göstermektedir. Olay örgüsü, Sümer ve Akat dilleri üzerine çalışmalar yapan Japon araştırma görevlisi Keiko’nun ölümüyle başlıyor. Bu cinayet ile birlikte Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanların ortak noktası olan Hz. İbrahim’in mirasına götüren olaylar zincirinde CIA, MİT, MOSSAD gibi istihbarat örgütleri de olaya dahil olmaktadır. Kitap içerisinden; Dinleri bir bilgisayar programlarına benzetmesi hoşuma gitmişti. Şöyle ki; Müslümanların bugünkü perişan ve pejmürde hallerini nasıl açıklarsınız? soruna yanıt olarak benzetme yapılmış. Bu sorunun cevabının iki nedeni var: Birincisi, Müslümanların bu programı(İslam'ı) kullanmadaki yetersizlikleri; ki bu, kullanıcının hatalı olduğunu gösterir, programın değil ( yani Müslümanlarda hata vardır diye İslam kusurlu değildir); ikinci neden ise diğer iki programın(Yahudilik ve Hristiyanlık) kullanıcılarının işbirliği halinde yeni programı(İslam’ı) kötü gösterme gayretleri. Çünkü bu program (İslam) yayılırsa virüs bulaşan kendi programlarını çöpe atmak zorunda kalacaklardır. Bu programı (İslam’ı) terörist göstererek, azgelişmişlikle suçlayarak, özgür yaşam alanı tanımayarak, devamlı şiddetle anılmasına zemin hazırlayarak kötü göstermeye çalışılmaktadır. Modern olarak adlandırılan Batı’da insanlar henüz toynakla gezerken Doğu’da ayakkabılarla dolaşılan saraylar kuruluyordu. Bütün gelişmeler orada başladı ve bütün inanç şekilleri orada filizlendi. Avrupa diye bir bölgenin, Amerika diye bir kıtanın adı bile bilinmezken Ortadoğu’da insanlar bilim üretmiş, medeniyet üretmiş, tarih yapmışlardı. Bugün dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın herhangi bir insan geçmişinin Ortadoğu’da olduğunu görür. Bunun adı bazen tarih, bazen ırk, bazen din olur, ama mutlaka bir göbek bağı insanları Ortadoğu’daki kadim hafızlarına, insanlığın hafızasına bağlar. Hıristiyanlık veya Musevilik bir Batı dini değildir, yani; bilakis birer Doğu dinidir; tıpkı İslamiyet gibi. Şimdilerde Batılı güçlerin Ortadoğu’yla savaşı, kendini önemsiz hisseden birinin önemli olduğunu kabul ettirmek için güç gösterisinde bulunmasına, mücadele ve savaş çıkarmasına benziyor. Bugün Batılıların sahiplenme iddiasında bulunduğu Roma Hukuku, Yunan senatosu ve Lidya’daki paradan binlerce yıl önce Ortadoğu’da var olan insanların medeniyetiydi.
Abum Rabum
Abum Rabumİskender Pala · Kapı Yayınları · 20189,9bin okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.