Gönderi

176 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Okunsa da olur, okunmasa da.
Benim elimdeki kitap 39. basım, e yani hâliyle birçok kişiye malum olan bir kitap. Ve zannediyorum ki birçok kişinin de okuduğu. Fakat hem hesabın biraz hareketlenmesi hem de naçizane kendi ifadelerimi paylaşmak için bu incelemeyi yapmak istedim. Evet, bu küçük girizgahtan sonra şöyle başlayayım: Kitabın üslubu karakterimiz Alex'in çevresine ve kendisine paralel olarak hayli dobra. Hatta kitabın ilk bölümündeki tecavüzler, hırsızlıklar, madde kullanımı kimi okurların yüzünü ekşitecek şekilde anlatılmış. Ki ayrıca bunlar ilk bölümdeki kadar hem nitelik hem de nicelik açısından olmasa da kitabın ilerleyen kısımlarında da kendine yer buluyor. Olay akışının anlatılması Alex'in ağzından bu dobralığı ve bayağılığı ile beraber, Alex'in yapacağı bir şekilde devrik ve kısa tümcelerle sağlanmış. Kolay okunan ve az da olsa kafiyeli bir tarafı var. Fark ettiğim kadarıyla da Alex'in yaşadıkları ile paralel olarak bu bayağılık biraz kırılıyor, mesela Alex artık daha oturaklı konuşuyor fakat birden Martin Eden olmuyor tabii. Kitabın psikolojik açıdansa biraz cazip gelen bir yanı var. Zorla kazandırılmaya çalışılan -tabiri caizse- ritüeller, bu çabanın sonucu olarak başka bir çehreye kavuşuyor. İrade, seçim gibi kavramları; dönemin içinde bulunduğu hâlle harmanlayıp okuru sıkmayan fakat çok da şaşılamayacak çıkmazlarla, fena denemeyecek bir olay örgüsünde yediriyor. Hikâyenin ilerlemesi ve gelişimi okuru tatmin edebilecek şekilde işlenmiş. Bir de ben psikoloji ile edebiyatın birlikteliğini seven birisiyim. Bu açıdan bana diğer muadilleri gibi kitap hitap ediyor. Fakat olağanüstü ruh tahlilleri, saptamalar falan bence beklemeyin. Tabii ki farklı düşüncelere sözüm yok. Neticede başlıkta da belirttiğim gibi okunsa da okunmasa da olacak bir kitap.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202393k okunma
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.