Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

280 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Spoiler içerir
"İnsan herşeyi unutarak yaşayabilirdi. Ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı." Bu kez bir alıntıyla başlamak içimden geldi. Yine bir arkadaşımın tavsiyesiyle bu kitabı okudum. Bitirişimin üzerinden neredeyse 2-3 hafta geçti, bazı kitaplar için okuduktan hemen sonra inceleme oluşturabiliyorken bazılarında kendime bir "sindirme süreci" yaratıyorum. Bu kitabın edebi bir dil kaygısıyla yazılmadığını ama sonunun insan üzerinde yük bıraktığını söyleyebilirim. Gelelim hikayeye... Ahmet adında emekli elektrik mühendisi olan bir karakterimiz var ve komşusunun evinde cinayet işleniyor. Bunun üzerine haber yapmak isteyen bir gazeteci genç kız olay yerine gelip çevreden bilgi toplamaya çalışıyor, bu sırada Ahmet'le tanışıyorlar. Ahmet anlattıklarıyla kızın ilgisini çekiyor. (tabii gazeteci kızımız Ahmet'ten duyduklarını hiçkimseden duymadığı için tekrar tekrar geliyor) Ahmet'in bir de yardımcısı var; ev temizliği, yemek gibi günlük işlerle ilgileniyor. Yardımcısı arada bir oğluna (Muharrem) ders vermesi için Ahmet'in yanına getiriyor ama bu çocuğun bir akraba tecavüzü ile olması sebebiyle zihinsel engeli var. Tekrar gazeteciye dönüyorum.. Ahmet gazeteci kızın yanında kalması için kardeşinin hikayesini sunuyor, kız istemese de merakına yenik düştüğünden ötürü bir gün hikayeyi dinlemek için Ahmet'in evinde kalmayı kabul ediyor ve köpeğin onu yaralamasıyla beraber birkaç gün daha orada bulunmak zorunda kalıyor. Bu sırada Ahmet'in ikiz kardeşi olan Mehmet'in başından geçenleri öğreniyoruz.. *** Ahmet'in ikiz bir kardeşi var adı da Mehmet. Ahmet küçük yaşlarda ailesiyle birlikte geçirdiği trafik kazasında annesi ve babasını kaybediyor, ikiziyle beraber hayatta kalıyor. Ahmet'in en dikkat çeken yönü bence hissizliği ve kimseye dokunamaması. Hissizlik dediğim, duygusal olarak hiçbir şey hissedemiyor. Kardeşi ise siyasete bulaşmak, aşık olmak, haksız yere tutsak yaşamak gibi birkaç nedenden ötürü travmalarla dolu bir karakter. *** Kitabın sonunda Ahmet kendi tasarladığı sarılma makinesinin yaptığı aşırı basınç sonucu hayatını kaybeder. Geriye sadece gazeteci kıza bıraktığı mektup kalmıştır. Mektupta Ahmet'in aslında yıllar önce yaşanan trafik kazasında hayatını kaybettiği, asıl adının Mehmet olduğu, Arzu Kahraman cinayetini işleyen kişinin ise Muharrem olduğu yazıyordur. Kitabın bende bıraktıklarına dönüyorum... Ahmet'in bir kimliği olmasından, ara sıra savcılıktan çağırılmasından, kardeşinin aşkı Olga'yı ararken hep yanında olmasından, bir gün gazeteci kız uyurken eve Mehmet'in gelmesinden ötürü sonunda Ahmet'in öldüğünü ve asıl karakterin Mehmet olduğunu tahmin edemedim. Ana karakterin yaşadığı kaybı unutamaması, Ahmet'i içselleştirmesi ve zamanla kendinden vazgeçip ona dönüşmesi, onu bu şekilde yaşatma çabası beni bitirdi. (Hapishane günlerinde bile sürekli "Ahmet gelecek, beni kurtaracak", "Ahmet şimdi her yerde beni arıyordur" demesi ama aslında öyle birinin var olmayışı yıkıcıydı) Düşünüyorum da acaba Mehmet trafik kazasından sonra mı bu hale geldi, aşık olduğu kadını kaybettiği için mi yoksa yaşının ilerlemesinden ötürü mü Ahmet'e dönüştü? Belki de bu alternatif sebepler beni düşündürüp kitabı daha da unutulmaz ve yaralayıcı kılıyordur. Ciddi anlamda yaralandım. Kitap bitince donuklaştım, ağladım, tekrar donuklaştım, ağladım ve tekrar tekrar tekrar... Hikaye aralarında gazeteci kızın uyuyakalması, hikayeyi anlatan kişinin (Ahmet mi desem Mehmet mi karar veremiyorum) yorulması, yarına kalsın demesi beni biraz rahatsız etti çünkü hemen her şeyi öğrenmek istiyordum. Bunun yanında gazeteci kızın ukala tavırları, Ahmet'in garip halleri de var tabii. Kitap tekrar okunmaya değer çünkü bazı kitapların sonunu öğrendikten sonra başları biraz daha anlamlı oluverir. İyi ki okumuşum ve tekrar okumak üzere.. :)
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 2021105bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.272 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.