Gönderi

Aramızdaki bağ, bir sohbetin sağlayacağı bağdan daha kuvvetliydi. Ona sunduğum şey, kendime de sunduğum, aciz bedene ilişkin hayallere son verme tesellisiydi. Bu zalimlik ya da sahtekârlık mıydı? O an kendi içimde keşfettiğim teselli etme yeteneği, dünyaya ilişkin kendi vizyonumu aktarabilme kabiliyeti, mucizeler yaratmamı sağlayabilecek bir şeydi; hatta o en son aşamada bile. Ama bunun için, hemen bir düzen kurulacağı vaadinde bulunmam gerekiyordu; şu vaadin gerçekleşeceğine de kimseyi inandıramazdım. Sunduğum vizyonun gerçekleşmesi için, harekete geçme ve kendini gerçekleştirme arzusu şarttı; bunlar olmadan salt yetenek işe yaramaz, hatta tahrip edici olabilirdi. Bu yüzden yeteneğim, daha keşfedildiği anda terk edildi.
Sayfa 321Kitabı okudu
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.