Kitabın yazarı başarılı olmuş 500'den fazla insanı inceleyip ortak noktalarını bularak bu kitabı yazmış. Bu inceleme 25 yıllık bir süreç sonucunda ortaya çıkmıştır. Yazarımız kitabı İskoçyalı Andrew Carnegie'nin fikri ortaya atması sayesinde yazdığını söylüyor. Kitabın başlangıç bölümünü okurken yazarın sürekli bir sırdan bahsetmesi beni meraklandırdı. Bu sırlar 13 ana başlıktan oluşuyor; - Azim - Kararlılık - Arzu - Olumlu düşünce - Tutku - Beyin gücü - Düzenli planlama Diye devam etmektir. Bu merak ile kitabın sayfalarını çevirip okumaya başladım. Sayfaları okuyup çevirdikçe öğrendiğim ve yorumlarımı yazacak olursam; 1) Aslında bizim davranışlarımızı oluşturan şeyin düşünce olduğunu ve bu düşüncelerin sürekli beyinde tekrarlanarak bilinçaltına yerleşmesi sonucu ortaya çıktığıdır. Bu düşünceler besleneceği duygu ile insanların kaderini şekillendirip, insanların hayatına yön vermeye başlıyor. 2) Bilinçaltına nasıl ulaşılacağını, ulaşma yöntemi -zihni sürekli telkinle desteklemek- ve düşüncenin de bir enerji türü olduğunu öğrendim. 3) Zihin nasıl kontrol edilir ve özellikle olumlu düşüncelerle nasıl beslenilmesi gerektiği hakkında bilgi sahibi oldum. 4) Kitabı bitirirken kendi kendime şu soruyu sordum: madem ki yazar, bu kadar başarılı olmuş insanları inceleyip ve zenginlikle ilgili bir sırra ulaşmışsa acaba neden dünyanın sahili zenginleri arasında değil diye düşündüm ve hayatını araştırmaya başladım ama maddiyat hakkında bir bilgiye ulaşamadım. Sadece yoksul bir ailenin evladı olarak dünyaya gelmiştir bilgisine ulaştım. 5) Küçük bir eleştiride bulunacak olursam; kitap baya uzun 20-25 yıllık bir süre içindeki yapılan gözlem ve araştırmalar sonucu yazılmış. Bence 20-25 yıllık bir gözlem ve araştırma sonucu bilgi birikimi için konu ve bilgi bakımından pasif bir kitap olmuştur diyebilirim. Çünkü kitap içerik bakımından zengin olabilirdi. (Kitap elbette verdiği bilgiler bakımından değerlidir.) Kitapta aklımda kalan iki güzel hikaye ve çıkardığım dersler; 1) "Altından Bir Metre Ötede" başlıklı kısım. Hikayeden kısaca bahsedeyim: hikayede amca ve yeğen altın arayışına girer. Akrabalardan sermaye toplayarak buldukları altın damarı için makine alırlar. Yaptıkları kazılar sonucu bu altın damarı birden kesilir. Ama aramaya, kazmaya devam etmektedirler. Bu aramalardan bir sonuç alamayacaklarını düşünüp makineyi bir hurdacıya verip işi bırakırlar. Hurdacı ise bu makine ile bir uzmandan yardım alarak yarım bırakılan işe koyularak araştırma yapar. Ve sonuç olarak amca ve yeğen altın damarına bir metre kala işi bıraktıklarını gördüler. Hikayeden çıkardığım ders şu; insanların başarıya ne kadar çok yaklaşıpta son anda başarıyı ellerinin tersiyle ittiği oldu. Bir şeyden vazgeçmeden önce uzman bir kişiden bilgi ve yardım almak gerekiyor. 2) İkinci hikayeyi aynen aktarıyorum; "Uzun zaman önce, büyük bir savaşçı başarı kazanabilmek için yaşamsal bir karar vermek durumunda kalmıştı. Ordularını sayıca kendisinden fazla olan güçlü düşmanının üzerine göndermek üzereydi. Askerlerini gemilere bindirdi ve düşman ülkesine doğru ilerlediler. Kıyıya ayak basınca askerler indi ve teçhizatlar boşaltıldı. Daha sonra kendilerini taşıyan gemilerin yakılması emrini verdi. İlk çarpışmadan önce de adamlarına dönüp, ‘Gemilerin alevler içinde olduğunu görüyorsunuz. Bu, savaşı kazanmadıkça bu kıyıları canlı terk edemeyeceğimiz anlamına geliyor. Başka seçeneğimiz yok. Kazanacağız ya da yok olacağız!’ Kazandılar.” Hikayeden çıkardığım ders şu; insanoğlu geri dönmesini sağlayacak bütün yolları ve imkânları yok ettiğinde bütün enerjisini ileriye vereceğinden başarı kaçınılmaz oluyor.

Düşün ve Zengin OlNapoleon Hill · Altın Kitaplar · 20212,204 okunma

·

67 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kelebek Etkisi