Bakınız! Her bir masnuun yüzünde
öyle bir sikke vardır ki, ancak her şeyi halkeden Hâlık'a mahsustur.
Ve her bir mahlukun cebhesinde öyle bir hâtem vurulmuştur ki, her şeyi yapan
Sâni'den maada kimsede o hâtem bulunmaz.
Ve kudretin neşrettiği mektublarından her
bir mektubun âhirinde, taklidi kabil olamayan öyle bir turra vardır ki, ancak Sultan-ı Ezel
ve Ebed'e hastır.
O gibi sikkelerden yalnız hayat üzerinde parlayan sikke-i i'caza bakınız ki;
hayat ile bir şeyden pek çok şeyler
husule gelir, icad edilir.
Ve pek çok şeyler dahi bir şey-i vâhide
emr-i Rabbaniyle inkılab ederler.
Meselâ: Su, bir şey-i vâhid iken pek
çok uzuvlara, cihazlara Allah'ın izni ile
menşe olur, icad edilirler.
Ve mideye giren pek çok muhtelif
yemekler ve meyvelerden Hâlık-ı Teâlâ
tek bir cismi icad eder, tek bir cisim
husule getirir.
İşte kalb, akıl, şuur sahibi olan bir
adam, bu ciheti düşünürse anlar ki,
bir şeyden çok şeyleri icad edip
çıkartmak ve çok şeyleri bir şeye
tahvil etmek, ancak her şeyi halkeden
ve her şeyi yapan Sâni'a mahsus bir
sikkedir.
Mesnevi Nuriye
Elleriyle kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için, “Bu Allah'ın katındandır” diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıkları yüzünden vay haline onların! Ve yapıp ettikleri yüzünden vay haline onların!
Bakara 79
Ehl-i Kitabdan öyle bir güruh da vardır ki (bir şey okuyorlarmış gibi) dillerini Kitaba doğru eğib bükerler, siz onu Kitabdan sanasınız diye. Halbuki o, Kitabdan değildir. «Bu, Allah katındandır» derler, o ise, Allah katından değildir.
Ali İmran 78