Gönderi

Günaydın/ Rojbaş
Kadın ölür hiç bırakılmadığı kalabalıklardan. Saçlarına gelip gelip kumrular konar ve sevinir ayrıldığına. Belki evlenmişti ve yaşamıştı çocukların öldüğü kuytularda, her gece adlarını unuttuğu şehirlerde. Hiç bilmediği dağları aramıştı o zamanlar, çocukluğunda dinlediği hâzineleri. Kadın ölür, yeniden saçlarına üşüşür kalabalık; uykusundan iki kişinin başlattığı eski bir karanlığa azalır, ölmekten hiç bıkılmayan çağlar geçer gölgesinden. Gölgesinden haydutlar geçer, dönüp onu kuyulardan çıkarır bir tanesi, atların en iyisini ona verir; özlediği sulardan geçer kadın, ama öteki haydutların çadırlarını görür birden, yorgun atına bakar ve ağlar belki. Ve büyür uykusunda İstanbul
·
401 görüntüleme
Fırat okurunun profil resmi
İstanbul bir kuyudur geceleri büyüyen; Yıllara bırakıp erkeğinin sesini İner kadın karanlığa, nerde eski erkeği? Yankılanır sular ve çığlıkları kadının, İner bulamaz, iner ağlar, iner inilder: Çelik bıçak kalk! İliklerime kan doldu, uyan! Azalır fısıltım yalnızlığa...
Rojda. okurunun profil resmi
Roj baş mamoste Sizi akış da görmek ne güzel 🌸
Fırat okurunun profil resmi
Rojbaş Rindey 💜✌️ Spas dikim 🙏 Belê, Jiyan dimeşe... Heviya xwe na kujinîn.. Tu çawayi Jina delal?
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.