Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

250 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Uzun zamandır bekliyorduk, aylar sonra kavuştuk. Böyle söylememin de elbet sebepleri var. Senede 4 kere yayımlanan bir dergi. Bu sene mesela Aralık-Ocak-Şubat aylarını kapsayanını okuduk. Mart-Nisan-Mayıs, Haziran-Temmuz-Ağustos, Eylül-Ekim-Kasım sayılarını okuyacağız ve bu böyle dönecek ve tabi uzun yıllar inşallah. Ben ömrü hayatımda bu kadar görselleri anlamlı ve merak uyandırıcı bir dergi daha okuduğumu hatırlamıyorum. Okumak isteyenlere de gönderebileceğimi (zaman fark etmez) şimdiden belirteyim. Gökhun Sungurtekin’in yazısıyla başladık ki çok önemli notlar vardı bu yazıda. Ben böyle önsöz kısımlarını normalde atlarım ama iyi ki atlamamışım dedim. Önerdikleri kitapları dahi not aldım diyeyim de derdimi anlatayım. Hemen bunları da aktarmak istiyorum, bizzat notlarımdan aktarıyorum. Bu önerdiklerimi önermemin sebepleri arasında en önemli olarak da Görsel Osmanlı Tarihi olmaları. Derginin de (okuyanlar bilir) görsel anlamda kalitesini gördükten sonra bunları hemen söylüyorum: Mehmet Yaşar Ertaş - Rodos Kuşatması 1522, Kahraman Şakul’dan ise 3 kitap birden: Kamaniçe Kuşatması 1672, Uyvar Kuşatması 1663, Çehrin Kuşatması 1678. Aynı zamanda derginin son sayfasında şu kitaplara da yer veriliyor: Süleyman Tekir - Süleyman Askerî Bey, Halil İnalcık - Milli Mücadele Tarihi, Andrew Wiest – Birinci Dünya Savaşı Tarihi, Ian Kershaw - Dünyayı Değiştiren Kararlar, Michael Preszwich - Yüz Yıl Savaşları ve son olarak da Andrew Roberts - Savaşta Liderlik. İlk işlediğimiz konu ise Büyük İskender üzerineydi. Celal Şengör’den de yakın zamanda dinlediğim Büyük İskender hakkında bir incelemeyle başlayınca da açıkçası heyecanlandım, nelerle karşılaşacağımı merak ettim. Tarihte bu kadar büyük sayılan yani iradesi güçlü, zeki insanları bulmak ve bunların hayatlarına ulaşmak kolay değil. Düşünüyorum ki sonuçta 32 yaşında hayatını kaybetmiş birisi, biz hep komplo teorilerini gördüğümüz için tarihte derinlere indikçe, zehirlendi deriz ama nereden bileceğiz. Evinden kilometrelerce ötede sadece savaşmaya şartlanmış askerlerin isyanıyla bile öldürülmüş olma ihtimali de yok mu? Bence var. Çünkü askerlerin bakımını, yemeği, düzeni gibi pek çok konu var ve bunlar asla kolay şeyler değil. Benim için aynı zamanda dünyayı da fethetmiş biri diyebilirim. Çünkü bilinen dünya ve sınırları o dönem için belli. Daha fazlası çok zor yani bilinmiyor, haberleşme ve teknolojiyi günümüzle kıyaslamanın anlamı yoktur. Böyle bir dönemde bilinen sınırların ötesine gidip bilinmeyen sınırları da ele geçirmek o kadar kolay değil bence. Hele ki filler ve bununla savaşı dahi düşünmesi ve Celal Şengör’ün anlattıklarını da bunun üstüne duyunca açıkçası etkilenmemek mümkün değil. Bir sonraki konumuz Napolyon üzerine. Çöküşü üzerine yaşananlar ve yaşadıkları özelinde ilerliyor sayfalar. Özellikle Elba Sürgünü burada dikkatleri çekiyor. Şöyle bir zaman çizelgesine göz atıp satırları okuduğumuzda Napolyon üzerinde de dikkat çeken kısım onun için de pek çok komplo teorisi olduğunu görmekteyiz. Waterloo sonrası yaşananların yanında, ölümüne kadar geçen sürede pek çok komplo var demiştik. Bunlar dergide daha detaylı açıklansa da arsenikle zehirlenme, denizaltı ile kaçma konularında detaylıca bir inceleme okuduğumuzu belirtmek isterim. Bir sonraki konumuz En Mükemmel 20 Savaş Makinası üzerine. Biz bunların isimlerine değinelim, içeriği için dergimizi okuyalım, okutalım. 1 – Northrop Grumman B2 Spirit Bombardıman Uçağı, 2 – Mark I Tankı, 3 – Bell UH-I Iroquois Helikoptesi, 4 – Tiger II, 5 – C-130 Hercules Nakliye Uçağı, 6 – M1 Abrams Orta Muharebe Tankı, 7 – AK 47 Piyade Tüfeği, 8 – Blackbird Uçağı, 9 – Enigma Şifre Makinesi, 10 – AH 64 Apache Taarruz Helikopteri, 11 – HMS Dreadnought Zırhlısı, 12 – M61 Vulcan, 13 – B52 Stratofortress Stratejik Bombardıman Uçağı, 14 – Humvee, 15 – Uss Nautilus Nükleer Denizaltı, 16 – Zubr Sınıfı Lcac Hovercraft, 17 – MIG 15 Uçağı, 18 – Vickers MK! Makineli Tüfeği, 19 – Alev Makinesi ve 20 – Uss Enterprise Uçak Gemisi. Bundan sonra Hitler üzerinde ve onun Hava İndirme Birliklerini konu alan esaslı bir çalışma var ama her tarih kitabında az çok Hitler ile karşılaştığım için bu konudan bahsetmek kendime de eziyet etmek oluyor. Akabinde Kamboçya ve onun kanlı geçmişine dair oldukça hayret verici bir incelememiz var. Bundan sonra dikkat çekici bir konu olarak Osmanlı İmparatorluğunun Müthiş Topları incelenmiş. Hele ki Macar mühendisi Urban’ın Bizans tarafından parası çok diye kabul edilmeyip Osmanlı tarafından istihdam edilmesi, dönüm noktalarından sadece birisi. Şahi de bu yüzden günümüzde bile hala dikkat çekici bir yapıya sahip ve önemini koruyor. Bir sonraki konu ise Port Arthur Muharebesi olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi Port Arthur için benim bazı düşüncelerim oluştu. Nasıl? Japonlar o zamanlarda da revaçta. Dönem teknolojisini de düşünce aslında Japonya gibi oldukça uzak kesimdeki ülkeler de kendi arasında rekabette. Yani Japonya’nın rakibi bir ABD, İngiltere, Fransa hatta daha yakını Rusya bile değil. O bölgede en güçlü kimdir başka düşününce? Çin. İşte bu rekabet ama kültürel farka bakın ki savaşan taraflar Japonya ve Çin değil Japonya ve Rusya. İlginç olanı yine o dönem için kendi bölgesinde en gelişmiş filo da Japonların elinde. Günümüz teknolojisinde de rekabet Japonya ve Çin arasında gidip geliyor aslında. Çünkü diğer ülkeler üretici konumunda değil tüketici konumunda. Bu insanların gerek bilim gerek eğitim gerekse yaptıkları işte öncü olmaları dahi incelenmesi gereken bir mesele. Hatta iddia ediyorum ve üzülüyorum ki bir Japon’u hapse koy, yanına da birkaç cihaz ver senelerce sana bir şeyler üretsin. Bizim Türkleri koy, yanına 2 kişi alsın kâğıt oynasın, volta atsın millete sataşsın ya da ver telefonu eline ünlü olma çabasına düşsün. Maalesef ama maalesef gelinen acı nokta bu ve bunu aşamıyoruz. Daha bizim insanımız toplu ulaşımda bağırarak konuşmaması gerektiğini hatta kulaklık olmadan başkalarını rahatsız ettiğini umursamadan yüksek seste video izlememesi gerektiğini bilmiyor ki. Üzülüyoruz ama durum bu ve kimseye bir şey de söyleyemiyoruz. Suçlu olunuyor evet. Sonlara doğru geldiğimizde Japon Enigması üzerine bir araştırma yanında Ukrayna temelli bir savaş da görüyoruz. Bu bağımsızlık savaşı yani var olma mücadelesi de dikkatimi çeken konular arasında yer aldı çünkü adamlar kendi egemenliklerini kazanmak için 1917-1921 yılları arasında gerek Rus savaşı gerekse Dünya Savaşı etkileri sürerken aynı zamanda Bolşevik ve Almanlara karşı da savaşıyorlar ve daha da ilginci bunlar kendi içinde de savaşıyorlar. Beni en çok şaşırtan konulardan birini daha yine burada görme şansı buldum. Rolls-Royce adını duymayan yoktur değil mi aramızda? Bunun bir de savaş tarihini okumanızı da tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Hepimize iyi okumalar dilerim..
History of War - 5. Sayı
History of War - 5. SayıHistory of War Türkiye · Doğan Burda Dergi · 202248 okunma
·
310 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.