Vaktini nasıl değerlendireceğini bilmeyen insan, işlerinin en yoğun olduğu zamanlarda hissettiğinden daha fazla zihinsel endişe, üzüntü ve huzursuzluk yaşamaktadır.
Genç bir adam tıpkı yeni ve güzel, duvarcının sağlam malzeme ile inşa ettiği bir ev gibidir. Ama kötü kieacı içeri yağmur suyunun girmesine izin verip gerekli tamiratları yaptırmazsa o ev virane haline gelir. Ailelerimiz, öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız gençliğimizde bizi erdemli kılacak şekilde eğitmek için ellerinden geleni yaparlar; ancak biz kendi başımıza kaldığımız zaman aylaklığımız, öğrendiğimiz bütün erdemli alışkanlıkları zihnimizden bir fırtına gibi söker atar, bir anda tembelliğe düşüp işe yaramaz kişiler olur çıkarız.
Aylaklığın birinci dereceden akrabası, eşlikçisi olan bir başka neden de aşırı yalnızlıktır; hekimler tarafından melankolinin hem nedeni hem de belirtisi olarak kabul edilir.
Otiosus animus nescit quid volet: Aylak insan ne zaman iyi hissetti ğini, ne istediğini ya da nereye gideceğini bilemez.
Quum illuc ventum est, illinc lubet: Bir yere varır varmaz oradan
ayrılmak ister. Her şeyden bıkmıştır, hayat yorgunudur.
Nec bene domi, nec militiae: Ne evin içindedir ne de evin dışında; ortalıkta dolanır, kendiyle yaşar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.