Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Hiçbir Tiyatronun Oynamak Hiçbir Seyircinin Görmek İstemediği Oyun
"Kapıların Dışında" çok genç yaşta kaybedilmiş bir yazarın savaş karşıtı oyunu. Alman bir yazar olan ve İkinci Dünya Savaşı'nda askerlik yapan Borchert, çoğu kendisi gibi bu kayıp kuşağa mensup olan isimlerle "Yıkım Edebiyatı" olarak anılan; savaşı, yurda dönüşü ve onları karşılayan yıkık dökük ülkeyi anti-faşist ve antimilitarist bir yönelimle ele alan bir akımın da önemli temsilcilerinden. Ne yazık ki savaş şartlarının etkisiyle şekillenen hastalığı nedeniyle oyununun sahnelendiğini göremeden, 26 yaşında bu dünyadan ayrılmış. "Kapıların Dışında" yazarın ölümünden bir gün sonra sahnelenmiş. Oyunda Beckmann adlı asker yurduna geri döner ancak hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamaz. Zaten kendisi de savaşa gitmeden önceki insan değildir. Görme bozukluğu nedeniyle savaşta kullandığı gaz maskesi gözlüğünü kullanmak zorundadır, bu durum insanlar tarafından sürekli yadırganır. Bu gözlük, savaş ve ölümün Beckmann'ın peşini bırakmadığını ve her şeyi bu perspektiften gördüğünü gösteren bir metafordur. Parçası olduğu savaşın getirdiği vicdani yükle baş edemez. Eski hayatına dair her şeyi de kaybetmiştir. Karısı başka bir adamla birliktedir, bir Hitler destekçisi olan ailesi ise intihar etmiştir. Çaldığı her kapının dışında kalır, tüm bu psikolojik yıkım onu ölüme sürükler. Beckmann'ın hiçbir vicdani sorumluluk duymayan Binbaşı'yla ve Tanrı'yla olan diyalogları oyunun en etkileyici bölümleriydi. Beckmann'ın karanlık ruh hali, nihilist tavrı ve hesaplaşmaları, karşısına çıkan diğer insanların yaşananlar karşısındaki duyarsızlığı ve umursamazlığı dehşet verici. Şimdiye kadar okuduğum savaş temalı eserler arasında bende en çok iz bırakan "Kapıların Dışında" oldu. Oyunu Necatigil çevirisiyle okumanın ayrı bir haz verdiğini de eklemeden geçemeyeceğim. Kitabın ön sözünde bu çeviri hikayesine de yer verilmiş. Oyun, 1952'de Necatigil tarafından çevrilmiş olmasına rağmen çok sert olduğu gerekçesiyle basılmamış ancak 1962 yılında yayımlanabilmiş. Ne diyelim? Çok da şaşırtıcı değil. "ÖLÜM: — Öyle, ben bu yüzyılda biraz yağ bağladım. İşler iyi gitti. Harp harbi çekti. Sinekler gibi! Ölüler bu yüzyılın duvarlarına sinekler gibi yapıştılar. Zamanın penceresi önünde ölüler, sinekler gibi kurumuş, kaskatı yatıyorlar." "Sonra şeritleri kandan general, 'Beckmann Çavuş!" diyor bana. 'Sorumluluk sizin. Sağdan saydırınız!' O zaman ben, oyuk oyuk sırıtan milyonlarca iskelet önünde; artık, kemik kalıntıları önünde, üzerimde sorumluluk, duruyor: 'Sağdan say!' diyorum. Ama onlar, onlar saymıyorlar. Korkunç şekilde çenelerini oynatıyorlar, fakat sayı saymıyorlar. General elli kere çömel, kalk emri veriyor. Çürümüş kemikler çıtırdıyor, ciğerler hırıldıyor ama sayı saymıyorlar. Bu bir isyan değil midir, Binbaşım? Açıkça isyan!"
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.