Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kim bilir neden, en basit gerçeklikler, anlaması en zor olandır. Ben o zaman aşkın en önemli niteliğinin güç olduğunu anlasaydım, olaylar bir olasılıkla başka türlü çözümlenirdi. Ama güçlü olabilmek için insanın kendini sevebilmesi gerekir, kendini sevebilmesi için de insan. en gizli. kabullenmesi en zor şeyleri bilmelidir. Yaşam seni bütün gürültüsüyle iterken bu tür bir aşama nasıl gerçekleştirilebilirdi? Bunu başlangıcından beri yapabilenler yalnızcs olağanüstü yetilerle donanmış insanlardır. Sıradan ölümlülere, benim gibi, annen gibi insanlara yalnızca dallar ve plastik şişeler yazgısı kalır. Birisi -ya da rüzgar- seni arkandan bir ırmağa iterse, yapıldığın malzeme yüzünden hemen suyun dibine inmektense yüzersin; bu bile sana bir zafer görünür ve böylece suda ilerlemeye başlarsın; akıntının seni götürdüğü yere doğry kayarsın; arada bir, bir kök düğümü ya da birkaç taş yüzünden mola vermek zorunda kalırsın; orada bir süre suyun çarpıntısı içinde beklersin, sonra su yükselir, kurtulursun, gene ileri gidersin, su durgunken üzerinde durursun, çağlayancıklar olunca batarsın, nereye gittiğini bilmezsin, bunu zaten kendine sormamışsındır bile. Sakin anlarında çevreni, çakılları, çalıları görebilirsin, ayrıntılardan çok biçimleri, renkleri seçersin, sonra zamanla kilometrelerle birlikte miller, setler alçalır, ırmak genişler, hâlâ sınırları vardır ama az kalmıştır artık. "Nereye gitmekteyim?" diye sorarsın kendine ve o anda önünde deniz açılıverir. Benim yaşamımın büyük bölümü böyle geçti. Yüzmekten çok çırpındım. Güvensiz ve hantal hareketlerle, zarif ve neşeli davranamadan, yalnızca kendimi suyun üzerinde tutmayı başardım.
·
1 artı 1'leme
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.