Osmanlı'da toplumun büyük çoğunluğuyla aydınlar arasında büyük bir dilsel uçurum vardı. Niçin? Yeryüzündeki hiçbir toplum, kendi aydınlarının ne yazdığını anlamak için kendi dillerinden başka yabancı iki dilin daha kurallarını öğrenmeye soyunmaz da onun için. Osmanlı toplumunun çoğunluğu, Osmanlı aydınının neler düşündüğünü neler yazdığını anlayabilmek için Farsçanın, Arapçanın, Osmanlıcanın, dolayısıyla üç dilin kurallarını öğrenmek zorundaydı. Aydınlar nedense buna katlanabilmişler, ancak toplumun buna katlanmasını beklemek alıklık olmuştur.