Eser Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Fransa seyahatnamesini barındırıyor. Anı-günlük-tarih türlerinden bir kitap diyebiliriz. Eseri ilk defa sosyal medyada gördüm. Öncelikle ismi ilgimi çekti. Tarih türünde olduğu tarih okumayı sevmeyenlerin bile seveceği iddia ediliyordu. Ben de pek tarih sevmem ama alıp okumayı kafama koydum bir kere.
Benim en çok merak ettiğim Mehmet Çelebi’nin Yirmisekiz lakabı idi. Öğrendim ki gençliğinde Yeniçeri Ocağı’nın 28. taburuna yazılmış olduğu için bu lakapla şöhret kazanmış.
Mehmet Çelebi, 1720 yılında devrin padişahı 3. Ahmet tarafından Fransa’ya büyükelçi olarak gönderilmiş. Oğlunu da yanına alarak Fransa’ya yaptığı bu seyahat ile Türkiye’ye matbaacılığın getirilmesine bile vesile olmuş.
Çelebi, Fransa’yı ele aldığı sefaretnamesinde bir gazeteci gibi dikkatli davranmış. Karşılaştıklarını sadece dış görünüşü ile değil mahiyetini de öğrenmeye çalışarak anlatmış. Ve böylelikle 18. yüzyılın başında Fransa seyahatini anlatan sefaretnâmesi Türk edebiyatını süsleyen ve güzel olduğu kadar öğretici bir eser olmuş.
Ben keyifle okudum. Benim için farklı olmakla birlikte öğretici bir macera oldu. Çelebi, gördüklerini çok iyi bir şekilde izah etmiş. İçimde Fransa’yı görme tutkusu oluştu da diyebilirim. İlk defa bu tarz okudum. İyi ki de okudum. Faydalı oldu.