DERVİŞ VE ÖLÜM ÜZERİNDEN MEŞA SELİMOVİÇ EDEBİYATI ÜZERİNE İNCELEMEMeşa Selimoviç, Boşnak edebiyatının en ünlü temsilcilerinden biridir. Romanlarında geçmişe döndüğü sanılmasına rağmen o, gerçekte çağdaş insanın ikilemlerini iktidar ve çeşitli kurumlara karşı başkaldırmasını ele alır.Meşa Selimoviç’in ölümün insan yaşamındaki yerini sorgulayan Derviş ve Ölüm adlı eseri son derece ilginç romandır. İnsanoğlunu varlığıyla ürküten, kaçınılmazlığıyla açmazlara sürükleyen ölüm, anlatı geleneğinin vazgeçilmezlerinden biridir. Bu nedenle Derviş ve Ölüm konusu itibarıyla yeni olmamakla birlikte konuyu ele alışı noktasında özgündür.
Hayli ilginç bir roman olan Derviş ve Ölüm’de ölüm kavramı insanoğluna yaşattığı acı ve taşınması zor bir yük olma noktasından sorgulanmaktadır. Genel olarak kişinin bir yakının ölümünün ardından yaşadıkları üzerine kurulu bir roman olmakla birlikte Derviş ve Ölüm, “ölüm”ü bir kardeşin ölümünün ağabeyde; bir evladın ölümünün babada ya da annede; bir annenin ölümünün evlatta ve herhangi birinin ölümünün diğer insanlar üzerinde yarattığı etki olmak üzere değişik açılardan irdeler.
(BUNDAN SONRASI SPOİLER İÇERİR)
Kardeşinin ölümüne engel olamadığı için kendisini Kâbil’e benzeten derviş,
içindeki büyük acıya yenilmemek, kin ile zehirlenmemek için Allah’tan kendisine güç vermesini ister ancak “Allah, belki bana acıdı, belki beni affetti ama, güçlendirmedi.” der ve bir anlamda bundan sonra yaşanacaklardan kendisinin sorumlu tutulamayacağını bildirir.Romanda ölümün verdiği acının giderek
artan bir biçimde duyumsanması söz konusudur. Kaybının büyüklüğünü anladıkça, ne denli büyük bir haksızlığa uğradığını düşündükçe dervişin acısı da artar. Buraya kadar dervişin iç dünyasındaki bu değişim henüz dışa yansımaz. Ancak işlemediği bir suçtan ötürü hapse atılması iç dünyasında bir başka büyük kırılmayı oluşturur.
Derviş ve Ölüm adlı romanda ölüm kavramı dıştan ve içten olmak üzere iki farklı
bakışla sorgulanır. Kardeşin, evladın, eşin, annenin ya da hiç tanınmayan kimselerin ölümünün kişilerin üzerinde yarattığı etki aktarılır. Bu aktarımda ölümün kişilerin dünyasında bıraktığı izler irdelenir. Bu dış bakış aslında romanın bütününe hakim olan bireyin içindeki iyi insanın ölümüne zemin oluşturur.
Bu yönleriyle Derviş ve Ölüm, ölümün insanoğlu üzerinde yarattığı etkiyi, yaşamın dinamiklerini altüst etmekteki gücünü başarılı bir biçimde dile getirmekte ve özgün bir eser olma özelliği kazanmaktadır.