Kitabı okurken sanki okumamam gereken bir şeyi okuyormuşum gibi ve her bir satırın içimden bir şeyleri yaktığını hissettim tuhaf bir şekilde. Asıl maske kimdeydi? Onda mı yoksa öbürlerinde mi? Kim 'normal' olmaya ve bunu 'saklamaya' çalışıyor? Duygularının ve benliğinin içindeki bu sonsuz savaş ile gözlerinizin önüne seriyor bu soruları Mişima. Her bir bölümde sanki bir başkasını anlatıyor ama kendisinden başkasını değil. Kendine kurbanlar seçiyor ve aldatıyor onları tıpkı en başta kendini aldatarak bundan kaçtığı gibi. Ama bunu da başaramıyor... Bu sadece buz dağının görünen kısmı.
Bu arada çevirmene de ayrı teşekkür etmek istiyorum. Son derece dili güzel kullanmış ve kitabı okurken yabancılık hissettirmeden bize bunu aktarmaya başarmış.