Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Sınırda Yaşanan Hayatların Hikâyesi
Kurşun Ata Ata Biter, arka kapağında yazdığı gibi ‘’Sınırda yaşanan hayatların hikâyesi’’dir. Romandan bahsetmeden önce biraz Tarık Dursun Kakınç’tan bahsetmek istiyorum. Eserlerinde Tarık Dursun K. olarak gördüğümüz o kısaltma, aslında yazarın soyadının baş harfidir. Kendisi gibi yazar olan kardeşi Faruk Kakınç ile karıştırıldığı için böyle bir çözüm bulmuş. Tarık Dursun, yazmaya başlamadan önce birçok işte çalışmış. Gazete dağıtıcılığı, seyyar köftecilik, otobüs biletçiliği, muhasebe yardımcılığı ve memurluk gibi işler yapmış. Edebî hayatı 1949’da İzmir’de Anadolu gazetesinde yayımlanan sinema eleştirileriyle başlamış. Edebiyata olan ilgisinden önce aslında sinemayla alakadar olmuş. Reji yardımcılığı, rejisörlük, yönetmenlik yapmış. Kitabevi açmış, Koza Yayınları’nın kurucularından biri olmuş. Eleştiri yazılarının dışında şiirle ilgilenmiş; asıl ününe hikâye ve romanlarıyla kavuşmuş. Yine çocuk edebiyatıyla ilgilenmiş, bu alanda birçok çalışma yapmış. Kısacası Tarık Dursun, oldukça üretken bir yazar. Bunları anlatma sebebim, gördüğüm kadarıyla kendisinin pek bilinmemesi. Böyle değerli yazarlarımızın daha çok okunması gerektiğini düşünüyorum. Tarık Dursun, Kurşun Ata Ata Biter romanıyla 1984 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanmış. Kendisinin farklı eserleriyle kazandığı yine çok önemli ödüller var. TDK Hikâye Ödülü, Sait Faik Hikâye Armağanı (2 kez), Türkiye İş Bankası Büyük Edebiyat Ödülü, Yunus Nadi Roman Armağanı, Sedat Simavi Edebiyat Ödülü gibi önemli ödülleri kazanmış bir isim. Yine 2014 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü kazanmış. Kendisi de 1 yıl sonra, 2015’te vefat etmiş. Kitaba gelecek olursak, Tarık Dursun’dan okuduğum ilk eser olan Kurşun Ata Ata Biter, başta da söylediğim gibi bir kaçakçılık hikâyesi. Üç kaçakçı arkadaşın başından geçen olayların anlatıldığı roman, oldukça gerçekçi bir üsluba sahip. Gerilim seviyesi romanın başından sonuna kadar hep yüksek. Mekân özellikle belirtilmese de kaçakçılık için geçilen sınırın ve gidilen bölgenin Suriye olması, mekânın Hatay olduğunu gösteriyor. Sınırı geçmek zordur. Sınırda asker vardır, mayın vardır. Bunları atlatsanız zorlu doğa koşulları vardır. İnişli çıkışlı tepeler, daladikenler, zorlu hava koşulları derken kaçakçı sürekli tetiktedir. Kaçak işinin tehlikesi sadece yakalanmak, hapsi boylamak da değildir. Mayına basıp ölmek ya da sakat kalmak en büyük risktir. Hikâyeye konu olan kaçakçı üç arkadaş Üzer, Tahir ve Cevahir’dir. Ağaları olan Kasım ne derse onu yaparlar. Tarık Dursun genel olarak eserlerinde işçi sınıfının, köylünün derdini anlatır. Küçük insanların dertlerini dile getirir. Bu bakımdan toplumcu gerçekçi bir çizgide olduğunu söyleyebiliriz. Bu eserde bir ağa tiplemesi vardır. Buradaki ağanın bu anlayış içerisinde karşımıza çıkan diğer ağalar gibi acımasız bir tarafı yoktur fakat yasa dışı işlerle meşguldür. Kasım Ağa fazlasıyla zengindir. Ahlaksızlığı sadece iş hayatında değildir, aynı ahlaksızlık hâli özel hayatında devam eder. Evli olmasına rağmen kadınlarla düşüp kalkar. Açgözlülük yapar, işleri büyütmek ister; boyundan büyük işlere girer, ezilir. Kasım Ağa belki ahlaki olarak yozdur ama kaçakçılarını kollar. Çok para koklatmak istemese de ödlek biridir, sonuç olarak kaçakçılarının gönlünü hoş tutar. O sebeple dönemin ağa-köylü çatışması işlenen diğer romanlarından farklı bir çizgidedir diyebiliriz. Romanda bu baskın karakterler haricinde önemli kadın karakterler de vardır. Hediye ve Gazel kaçakçılardan ikisinin eşi ve sevgilisidir. Onların hikâyedeki rolünün önemli olduğunu düşünüyorum. Romanda anlatılan dönem net değildir fakat anlatılan dönemin 50’li yıllar olması muhtemel. O dönemin ve coğrafyanın şartlarında kadın olmak, yazar tarafından başarıyla anlatılmış. Hediye’nin çaresizliği ve yalnızlığı, Gazel'in İstanbul’a gitme hayalleri; bir yandan içinde bulundukları şartlar ve yaşadıkları tereddütler benim dikkatimi çeken detaylar oldu. Üç kaçakçı arkadaşın çaresizlik sebebiyle kaçakçılık yapmaları ve bir gün bu işi bırakıp rahata erme hayalleri de dikkat çekicidir. Aslında hiçbirinin çok parada gözü yoktur. Hayatlarını idame ettirecek kadar paraları olsa yeterlidir. Fakat şartlar acımasızdır, aman vermez. Bu üç arkadaşın durumları ve kaderleri bana Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar Üzerinde romanını hatırlattı. Orada da gurbete, Çukurova’ya giden ve köylerine geri döndüklerinde kazandıkları paralarla yapacaklarının hayalini kuran İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali’nin hikâyesi anlatılır. Hikâyenin nasıl sonuçlandığını söylemeyeyim fakat iki romanda karşımıza çıkan bu altı karakterin yazgıları benzerdir. Yine romanda dikkatimi çeken enteresan sahneler vardı. Bu noktada biraz içerik bilgisi vermem gerekecek ama zaten kitabın ilk sayfalarında gerçekleşen bir hadise olduğu için çok tat kaçıran bir durum olacağını zannetmiyorum. Hikâyenin başında Tahir mayına basar ve ölür. Tahir’in eşi Hediye, ölümünden sonra Tahir’in ‘’hayaletini’’ sık sık görür. Tahir onunla konuşur, ne yapması gerektiğini söyler ve bir süre sonra gözden kaybolur. Bu kadar gerçekçi bir romanda Tarık Dursun’un böyle gerçeküstü bir durumu sık sık kullanması bana ilginç geldi. O yüzden bu detayı es geçmek istemedim. Romanda betimleyici anlatım ve diyalog tekniği ağır basıyor. Özellikle sınırın geçildiği sahneler oldukça canlı tasvir edilmiş. Romanda atlar da âdeta bir kahraman gibi yer bulmuş. Yine olayların akışı genellikle diyaloglar eşliğinde verilmiş. Bu da romandan aldığınız tadı artırıyor diye düşünüyorum. Bu kadar fazla diyaloğun olması, Tarık Dursun’un sinemaya olan ilgisiyle ve sinema sektöründe de bulunmasıyla alakalı diye düşünüyorum. Romanın 1985 yılında sinemaya uyarlandığını da söyleyelim. Filmi henüz izlemedim ama merak ediyorum. Tarık Dursun’un kitapları daha önce YKY tarafından yayımlanmıştı. Bir süredir baskısı yoktu, telif haklarıyla ilgili sanırım bazı problemler vardı. Geçen yılın sonlarına doğru yazarın kitaplarını İthaki Yayınları tekrar yayımlamaya başladı. Şu ana kadar 6 kitabı tekrar yayımlandı, devamı da gelecektir. Ben Tarık Dursun’un üslubunu da anlattıklarını da çok sevdim. Yer yer Yaşar Kemal ve Orhan Kemal gibi ustaların üslubunun ve muhtevasının (içeriğinin) tadını aldım. Herkese tavsiye ederim.
Kurşun Ata Ata Biter
Kurşun Ata Ata BiterTarık Dursun K. · İthaki Yayınları · 2022116 okunma
··
634 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.