Bihter kendini annesi olduğuna o kadar inandırmıştı ki, etrafındaki olaylar bu şekilde şekillendi. Adnan'ın pasif, yaşlı ve umursamaz bir karakter oluşu, Behlül'ün sefih, heyecanı seven ve böyle bir taşkınlığı yapmaktan çekinmeyecek bir yapıda olması, Nihal'in bazı şeyleri anlamlandıramayacak kadar küçük ve hayata karşı tecrübesiz oluşu, Evde çalışan insanların Bihter istediği için gözden çıkaralabilecek kadar değersiz olmaları, Bülent'in Bihter'i bir anne masumluğunda görüp etrafındaki insanlara da öyle göstermeye çalışması...
Bu hikayede asıl canı yanan (yakılan) kişi hiç şüphesiz ki Nihal'di. Firdevs Hanım kızına neler yaşattıysa Bihter'de onları Nihal'e yaşattı. Baba figürünün yok oluşu, etrafındaki herkesin gönderilişi yapayalnız kalışı, siniri, öfkesi, hayatının alt-üst olması. Nihal burada bir nevi Bihter'in içindeki fırtınaların kırılmışlıkların dışavurumuydu.
Adnan burada başına ne geldiyse ona revaydı. Bir kadın için onca yıllık emaktarlarından vazgeçmesi (vefasızlığı), kızını başka bir kadına tercih edişi, çocuklarına hiç acımadan yanlarında kalan tek insanı göndermesi . Bihter'den ziyade vucüduyla ilgilenmesi, yaptıklarına gözlerini kapaması, kendini birine teslim edişi, salak ve aptal davranışlarıyla kendi sonunu getiren bir karakterdi Adnan.
Aslında Behlül burada behlül değildi, bir figürandı. Bihter'in Firdevs Hanım olabilmesi için son bir adımdı sadece. Bihter'in içindekilerin orataya çıkabilmesi için ufak bir kışkırtılamaya ihtiyacı vardı Behlül'de bu iş için biçilmiş kaftandı :)
Bihter yalıya "Bu evi dağıtmalıyım" düşüncesiyle geldi. buna izin veren kişi ise Adnan'dı, manipüle edilen kişi Nihal, umursamayan, içten hain olan Behlül, susan Matmazel hepsi bu ailenin ykılmasında payı olan kişilerdi. Bihter ya kendini ya da düşüncelerini veya etrafındaki birini öldürmeliydi, kendini seçti. Ama yanında giderken götürdüğü şeyler de oldu Nihal'in ruhu, Bülent'in hayalleri ve ikisinin çocukluğu gibi...
