Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

tr toplum yapısına dair
Tr'de iktidar paramparça. Bir merkezden bahsedilebilmesi için, merkezin iktidarının toplumun içinde kılcallaşması, yerelleşmesi gerekir. Çoğunlukla merkez kabul edilen devletin de insicamı yok, hukuka vereceği yeri tam belirleyememiş; toplum devletin içinde (15 Temmuz son örnek). Herkesin ve hiçkimsenin alanı olarak bir kamusal alan oluşmamış. Kamusal alanın hiçkimsenin olmadığı bilinci yok. Mesela yaz geldi, bankların altı çekirdek kabuğu dolacak. Bu epeyce yalnız bir tavır. Kabuk atmayanların da olması önemli değil. Tavır buralı. Kaldırımlar araba dolu Örnekler yeter. Yalnız insanların, özerkliğin önemli bir boyutu olan özkontrol kapasiteleri çoğunlukla zayıf. Dürtüseller, gerektiğinde bile erteleyemiyorlar. Disiplinleri zayıf. Böyle olunca söz vermede söz tutmada büyük sorun yaşanıyor. Sınır bilinci olmayan zihin derinleşemez. Kamusal alan serbestlik alanıyken hanenin özel alanı daha kontrollü. Çünkü aile güçlü Tr'de. Batı'dakinin tam tersi. Orada kamusal alan sorumluluk alanıyken özel alan serbestlik alanı. Niye? Çünkü kamusal alan herkesin/hiçkimsenin. Babanın malı değil yani.Kaldırıma park edemezsin Çok güçlü denmekten dillerde tüy biten devletin toplumun üzerinde bir gücü var ama içindeki gücü çok zayıf. Sayısız af, imar barışı, yasa tanımaz toplum, sadaka gibi vergi, ihkak-ı hak, yasa dışı silahlanma, fiş fatura hak getire, psikoloğu doktoru bile makbuz kesmez (yanlış mı) "Nasıl olma yanıma kâr kalır" düşüncesiyle kolayca dışarıya vurulan şımarıklık, erkek bilinçdışının yenilmeyi tanımamasından ileri gelen kırılgan özgüven (çünkü erkek kimliği anneyi babaya terk etmekle pekişir), sosyal normların hukuk normlarına önceliği. Vicdanını değil de başkalarının yapıp ettiklerini izleme eğiliminin bulunması yani "herkes böyle yapıyor"culuk. Mahalle dışındakine karşı, sokaktaki herhangi birine karşı ahlaki kaygı hissetmemek. Yani amoralizmin etkin olması. Ahlakın etki alanının grubun sınırlarıyla örtüşmesi. Mahalledekilerle dayanışmak ve bu bağlamda onları kayırmak (kayırmak bazen göz yumma biçimini alıyor) ama mahalle dışına karşı çoklu standart uygulamak. Çoklu stardartlı pratiklerin yüksek düzeyde sosyal ve siyasal güvenmezliğe ve paranoid düşüncelere yol açması. Güvenmezlik/çoklu standart/dayanışma üçlüsünün kısır döngü oluşturması. Hiçbir zaman bir disiplin toplumu olamamak. Batı bu dönemi bitirdi ama dönemin eserleri yok olmadı. Disiplinin önemli kaynakları olan fabrika ve okul burada ne kadar etkili oldu ki? Ortalama orta okul düzeyi Demek istediğim şu ki bırakın makbulünü daha iyi kötü bir vatandaş figürü kurulamadı. Yandaş olarak biatkar yurttaş olarak yasatanımaz ahaliden yurttaş mı olurmuş? Politikacıyı, siyasi iktidarı hukuken denetleyemeyen bir devlet nasıl güçlü olabilir ki? Denetleyemiyorsa, herkesin ve hiçkimsenin alanı olarak bir kamusal alan nasıl inşa edilebilir ki? Türklere atfedilebilecek bir deha varsa o da gizli örgüt kurmaktadır. Ailenin gücü toplumun gücüne işaret eder. Tr'de gayet güçlü bir toplum var. Kendi bildiğini okuyor. Aslında herkes kendi bildiğini okuyor. Yalnız enteliktüeller sadece devletin attığı golleri sayarlar. Toplumun attığı golleri saymazlar. Oysa örn 15 milyon kaçak yapı birer goldür. Bir hukuk devletinde bu kadar çok af olmaz. Af istisnaidir. İlkesel olarak olmaz. Lafı uzatmayayım. Tr'de toplumsal yapı bütün değildir. Devlet de insicamsızdır çünkü hukuku ve yasayı ne yapacağını, nereyi koyacağını bilememektedir. Toplumsal yapı ağ yani web biçimindedir. Bu ağın her düğümü birer iktidar noktası birer iktidar odağıdır. Bu düğüm noktalarında akrabalık ve hemşerilik çevreleri, yandaşlık ve arkadaşlık bağları vb bulunur. Bunların hepsi iktidar üretir. Kapitalizm ancak bunlara eklemlenerek iş görebilir. Daha, başta kolektivizm olmak üzere kültüre pek girmedim bile. Bizde gelenek denince akla din gelmiş oysa kolektivizm Tr'de geleneğin çok önemli bir boyutu. Bu boyutu hep incelemeye ve gündeme getirmeye çalıştım ama yazdıklarım okuyucuyla yeterince buluşamadı. Tr'deki müthiş iktidar parçalanmasında ve çoklu standartlı pratiklerde, kolektivistik kültürel ana caddenin payı büyüktür ama konu uzun. Tr'de siyasi iktidar olmak buzun üstünde dikilmek gibi. Buzu çok mıncıklarsan erir. Buza temel atamazsın. Üstünde hızla koşamazsın. Yapabileceğin en iyi şey, buzun yani toplumun üzerinde öyle kazık gibi durmaktır. Ama o zaman da siyasi iktidar kendini bireysel öznelik dolayımıyla üretemez. Otoriter kültürlerde itaat geniş anlamda inançtan daha önemlidir çünkü. Toplu din değiştirmeler bile olmuştur. Yoruldum. Onun için şimdilik bu kadar sade vatandaşlar. Ben Tr'deki bu düzenli anarşiden (bu ibare bir antropoloğun), yasasız düzenden veya habitustan bıktım, usandım. Tr'deki entelektüelleri de büyük çoğunluğuyla, yaya geçitlerinde bana herşeyi bilerek yol vermeyip hakkımı çiğneyerek saygısızlık yapan sürücülerin yanında görüyorum. Tr'de devletin ağ şeklindeki toplumsal yapıyı, onun düğümlerini ve gündelik hayatın sosyal pratiklerini eşgüdümleme gücü hatta şansı yok. Hele mesela Hindistan toplumunu dünyadaki hiçbir güç gündelik hayatında eşgüdümleyemez. İmkansız. Bu Batıda istisnai olarak olmuş.
Murat Önderman
Murat Önderman
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.