* Ramazan geldiğinde genelimizin düşüncesi, sadece oruç farîzasını yerine getirerek sorumluluktan kurtulmak şeklinde açığa çıkmaktadır. Biz sadece böyle yapmayalım. Gel, bu Ra- mazanımızı “son” Ramazanımızmış gibi değerlendirerek ihyâ edelim. Kim bilir belki de bir sonraki Ramazan’a erişmemiz mümkün olmayacaktır?
* Her Ramazan’da hemen hepimiz hatimler iner ve Kur’an’ı baştan sona okuruz. Ama gel, bu Ramazanımız farklı olsun ve Kur’an’ı sadece yalın bir şekilde okuyarak değil, an- lamı üzerinde yoğunlaşarak, mesajlarını anlamaya çalışarak ve en önemlisi pratiğe dökme gayreti göstererek okuyalım. Böyle yaparsak Ramazanımız gerçektende “Ramazan” olacak ve bay- ramımız anlam kazanacaktır.
* Her yıl sofralarımızı sanki gayr-i müslimlere özenirmiş- çesine süsledik, farklı farklı mönüler, envâi çeşit yemeklerle donattık. Belki Firavun’un bulamadığı farklılığı sofralarımızda gördük. Sahabenin öğün olarak yediğini, biz ağzımızı tatlan- dırmak için aldık. Ama bu Ramazanımız farklı olsun. Gel, bu Ramazan’da en fazla iki çeşitle iftar etmeye kendimizi alıştıra- lım. İnanın bu olmaz değildir. Sadece birkaç gün tedribat yapmak yeterlidir. Sahabe birkaç hurmayla kilometrelerce yol kat etmiş; biz de onları kendimize rehber edinerek az yemeye veya az çeşide kendimizi alıştıralım. Unutmayalım ki, insan alıştığı şekil üzere bir hayata kendisini kaptırır. Şimdileri Suri-
ye’de olduğu gibi, yarın bu nimetlerin bulunamayacağı bir za- manla karşılaşırsak halimiz ne olacak?
* Her Ramazan, evlerini mescid haline getirerek ibadet- lerle oraları süslemesi gereken, kendilerinden Ramazan’ı fırsa- ta çevirmeleri beklenen eşlerimiz, adeta mutfaklara hapsedili- yor ve –özellikle de– misafir geleceğinde mutfaklardan çıka- mıyorlar. Orucu, ibadeti, fakirlerin duygularını anlamayı adeta birkaç günlüğüne unutmaya mahkûm ediliyorlar. Gel, biz böy- le yapmayalım. Bu Ramazan’ı farklı kılalım. Eşlerimizi mutfağa hapsetmek yerine onların daha çok ibadete yönelmelerini sağ- layalım. Basit ve sade yemeklerle Ramazanımızı geçirelim. Ve –özellikle– arkadaşlarımıza iftar vereceğimiz zaman Peygam- berin sofra modelini onlara hatırlatan tarzda bir davette bulu- nalım. Onlarca çeşit ve yenilmeyecek kadar çok yemekler ik- ram etmek yerine, kaliteli olsa da az çeşit yemek ikram edelim ki, bu sayede hem eşlerimize hem de onlara bir iyilik yapmış olalım.