Ramazan Ayında okunabilecek bir kitap olduğu kanısına vardım :) çünkü yazarımızın, açlığı müthiş derecede betimlemesine üzülmekten kendi yaşantımıza dönemiyoruz, âdeta olayın içinde takılıp kalıyoruz. Acaba gününü nasıl geçirecek veya artık rahata kavuşabilecek mi diye diye kitap bitiyor. Kitabı okurken içimizin burkulmaması ve üzülmemek elde değil. Yazarımız Knut Hamsun'un hayatından alıntı olduğunu öğrendiğimizde hikayenin üzerimizde tesiri daha kalıcı hale gelebiliyor. Kahramanımız hayatının onu sürüklediği şartlarla barışık biridir. Hırslı olmasının yanı sıra kazandığını, varını yoğunu hak etmek ister. Parası olmadığı ve yokluğu dibine kadar yaşadığı için kendine kızsa da elinden pek bir şey gelmez. İleri derecede bir yokluk çekerken bile kendisine iyiliği dokunmuş insanlara elinden ne gelirse vermek, yardımcı olmak ister. İnsan içine girmekten utanır, kendisinden utanır ama umutlu yaşamaktan da vazgeçmez.
Hep bir çaba içerisinde hayatını idame etmeye çalışır. Heyecan ve umutla eşlik edip rahata ermesini beklersiniz.
Kısaca kitabın bize katacağı çok fikir var, bunları sorgulayıp hayatımıza aşılamalıyız. Umudunuzun hep var olması dileğiyle.