İlk defa tiyatro çıkışında gördüğü kadının duruşundan, asaletinden etkilenen Ziya Bey bir gün hiç ummadığı bir yerde yine bu kadın ile karşılaşır. Gördüğü kadın okul sıralarından arkadaşı Haşim'in eşi Selma Hanım'dır. Ziya Bey her gün konağa gidip gelmekte ve Selma Hanım'ı görmektedir. Başlangıçta güzel bir hikaye gibi hissedilse de sonrasında anlatılanları okuyunca insan üzülmeden edemiyor. Zaten kitabın isminden de anlaşılıyor. Selma Hanım'a bazen durup dururken bir buhran gelir ve öylece yaşadığı dünyadan kendini soyutlar ve hayal dünyasına dalar. Bu meselenin ne olduğunu öğrenmek için araştırmalara başlayan Ziya Bey geçmişten gelen acı bir durum ile karşılaşır. Selma'nın akrabası olan Şahap Bey'in hipnotize tekniği ile Selma'nın hayatına hükmettiği ve kontrol altında tuttuğunu öğrenir. Şahap'ın yaptığı hipnoz yüzünden zaman zaman heyula gibi dolaşan Selma'nın hikayesini üzülerek okudum. Kısa bir eser fakat anlatım içerisinde sıklıkla eski Türkçe kelimeler kullanılması ve izahatlarının da sayfa altı yerine kitabın sonunda olması ister istemez okurken yavaşlattı. Hatta bazı cümleleri anlamak için not aldığım bile oldu. Ama yine de eski Türkçe'ye dair güzel kelimeler öğrendiğim, kelime dağarcığımı geliştirdiğim ve de üzülerek okuduğum bir eser oldu. Bir kadının hayatının yavaş yavaş yok oluşunu satırlar arasında okumak bile ne kadar kötüymüş. Eski Türkçe kelime yoğunluğunun fazlalığı belki okumak için önyargı oluşturabilir ama ben yine de bu güzel eseri tavsiye ediyorum.

HeyulaHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2019195 okunma

·

111 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.