Kitap aslında gereksiz bir fazladan karakterle açılıyor bence. Olaylara şahit olan karakterimizin de hayatından küçük bir kesit görüyoruz. Bunun nedeni ana karakterimizin dışarıdan ne kadar acınası bir halde olduğunu göstermek. Sessiz sakin ve yalnız birisi, çocukluğundan beri de böyle, bir umut aradığı yurtdışındadır diye gittiği almanyadan da çabucak sıkılıyor. Hikayenin en önemli kısmına da burada geliyoruz. Yaşattığı kalp ısıtan hikayenin sonu nasıl olacak diye merak ediyorsunuz çünkü başından beri bu sessiz karakterimizin ayaklarını yerden kesen ilişkisinin son bulacağını biliyoruz. Fakat bir ara ghosting yaşadığını sanması ve insanlara küsüp kendine ceza vermesinin ne kadar saçma olduğunu anlıyor. Orası sanırım ilişkiler konusunda dikkatimi çeken en vurucu kısım. Tahmin edilebilir ama çok güzel bir an. Bu, duygusal açıdan beni en çok etkileyen romandı. Ana karakter ile hiç bu kadar özdeşleşmemiştim.