10 üzerinden 7. Genel olarak, Jean-Paul Sartre'ın "Varlık ve Hiçlik" adlı eserini okumaktan keyif aldım, ancak eserle ilgili bazı eleştirilerim de var. Biraz arka plan bilgisi vermek gerekirse, Sartre 20. yüzyılın önde gelen Fransız filozof, oyun yazarı ve romancısıydı. Görünüşte anlamsız bir dünyada bireysel özgürlük ve seçimle ilgilenen felsefi bir hareket olan varoluşçuluğun gelişimindeki kilit isimlerden biri olarak kabul edilir. "Varlık ve Hiçlik" Sartre'ın en ünlü ve etkili eseridir. İlk kez 1943 yılında Fransızca olarak yayımlanmış ve o tarihten bu yana İngilizce de dahil olmak üzere pek çok dile çevrilmiştir. Sartre, ontoloji, fenomenoloji ve psikolojiden kavramlar kullanarak insan bilinci ve varoluşunun karmaşık bir analizini sunduğu için kitap yoğun ve zorlu bir okumadır. Kitabın özünde, Sartre'ın insanların "özgür olmaya mahkûm" olduğu argümanı yer almaktadır - yani, yaşamda kendi yollarımızı seçmekte temelde özgürüzdür, ancak bu özgürlük aynı zamanda seçimlerimizin ve bunlardan kaynaklanan sonuçların sorumluluğunu taşıdığımız anlamına da gelmektedir. Sartre bu özgürlüğün doğasını ve çeşitli "kötü niyet" biçimleriyle ondan kaçmaya çalıştığımız yolları araştırır. Esere yönelik eleştirilerimden biri, özellikle Sartre'ın kullandığı felsefi kavramlara aşina olmayan okuyucular için zaman zaman takip etmenin zor olabileceğidir. Ayrıca, sunduğu bazı argümanlar ve örnekler tekrarlayıcı veya aşırı soyut olabiliyor. Bu zorluklara rağmen, "Varlık ve Hiçlik "i 20. yüzyıl felsefesi, varoluşçuluk veya insan bilincinin doğası ile ilgilenen herkese tavsiye ederim. Sartre'ın insanlık durumuna dair içgörüleri derin ve düşündürücü, yazım tarzı ise ilgi çekici ve kışkırtıcı. Bununla birlikte, okuyucuları zorlu ve bazen sinir bozucu bir okumaya hazır olmaları konusunda uyarmak isterim.

Varlık ve HiçlikJean-Paul Sartre · İthaki Yayınları · 2018876 okunma

·

604 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.