Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

TES (türk egemenlik sistemi)'in kuruluşu sadece İttihat Terakki (IT) nin minimalist kana- dının işi değildir. IT kendi başına bu sistemi kuramaz ve tek başına bu sistemi ayakta tutamazdı. 1. Dünya savaşında müttefik güçlerin hedefi Osmanlı devletini ortadan kaldırmaktı. Bu hedef için proje ve anlaşma sahipleriydiler. Başlangıçta Rusya devrimi müttefikleri karşı karşıya getirdi. Sonrasında emperyal duygular ve ganimetlerin paylaşımı Müttefiklerin iç çelişkilerini güçlendirdi. Savaşın galipleri arasındaki anlaşmazlıklar onların plan ve projelerinde değişikliğe yol açtı. Sovyetler Birliği Britanya'nın hücumlarına karşı bölgede tam- pon bir devlet olmasını istiyordu. Aynı şekilde Britanya da, Sovyetik hareketlerin yayılmasını önlemek için tampon bir devleti gerekli gö- rüyordu. Britanya savaşın başında İtalyanlara vaaddettiği toprakla- ra kendisi göz koymaya başlayınca, İtalyan'lar da Türkiye devletini desteklemeye başladılar. TES savaşta galip gelenlerin yeni çıkarları- nin neden olduğu uzlaşma sonucu tarih sahnesine çıktı. TES bu çıkar uzlaşmasının yol açtığı bir tarihi tesadüftür! 2- Türk egemenlik sistemi birçok tartışmaya konu olmuştur. Geçmiş yıllarda bu sistemin sınıfsal temeli, ilericiliği, gericiliği çokça tartışılmıştır. O zamanlar bu tartışmanın içinde olan arkadaşlarda buradalar, hatırlarlar. Bu sistemin ticaret burjuvazisine, bürokrasi- ye ya da sivilasker aydın zümreye dayandığı, onların sistemi olduğu şeklindeki tartışmalar hatırlardadır. THKPC'nin kemalizmi "küçük burjuvazinin en sol kanadının antiemperyalist milliyetçiliği" olarak tanımladığını da hatırlıyoruz. Bu tartışmalar vardı ve bundan son- rada olacak. Fakat burada şu sorunun sorulmasını istiyorum, bu sistemin halkı kimdi, ya da bu sistem hangi halka dayanıyordu? TES, kendini bu coğrafyanın otantik olmayan halk kitlelerine yandırmıştır. Öyle bir sistem ki egemen olduğu coğrafyanın kadim halklarına dayanmıyor. Tam tersine bu coğrafyaya sonradan gelen halk kitlelerini kendine dayanak yapmaya çalışıyor. Sistem toplum- sal zemin olarak göçmenler ve yurtsuzlar üzerine şekilleniyor. Bu vatansız topluluklar sistemi kendileri için sigorta, devletin varlığını da kendileri için olmak ya da olmamak meselesi olarak görüyorlar. 3-TES, devletini ulusdevlet olarak tarif ediyor. Sistemin kuruluşu esnasında ulusun olmayışı onlar için büyük bir sıkıntı oluşturuyor. Ama tariflerinde ısrar ediyorlar. Madem bu devlete ulus gerekli, yoksa bile oluştururlar. Vatansız topluluklar bu projeyi sahiplenme- ye hazırdırlar, bu projeyle ulus ülke gerçekliğine sahip olacaklardır. Geriye bu coğrafyanın otokton halkları kalıyor. Otokton halklar za- ten ulus ülke gerçekliğine sahiptirler, bu gerçeklik söz konusu pro- jenin önündeki en büyük engeldir. Sıra dışı durum TES'i, jenoside mecbur ve mahkûm kılıyor. Bundan dolayı jenosid TES için tercih meselesi değildir. TES projesi, sistemin yöneticilerini egemen oldukları topraklar- dan bir vatan ve bu topraklardaki insanlardan bir ulus oluşturmaya mahkûm etmiştir. TES in egemenlik alanı olarak kalan coğrafya da etnik, din, yurt bakımından çok renkli ve heterojen bir coğrafyadır. Ulus devlet projesi için homojenizasyon zorunluluktur. Jenosid bu sistemin kuruluş tarzından doğan bir zorunluluktur. Bu nedenle pro- jenin sahiplerince jenosid planları oluşturulmuştur. Hukukçularımız daha iyi bilir ki, bir grup hakkında jenosid iddiasında bulunabilmenin şartlarından biri de, etnik, dini ya da ulusal grubu ortadan kaldırma- yı amaçlayan bir planın varlığıdır. "Türkiye Coğrafyası"nda bir ulus ve ülke yaratma kararı verenler otokton halkları ortadan kaldırma kararını da vermek zorundadırlar. Bu karar verilmiş ve bunun için plan yapılmıştır. 4- Coğrafyanın çok renkli ve heterojen olması jenosid planlarını da çok renkli yapmıştır. Müslüman olmayan otokton halklar için (onların diliyle gayri müslim) süreli jenosidler planlanmıştır. Bu plan gereği Ermeni, Sür yani, Kildaniler toplu kıyımlar ve zorla göç ettirilerek ortadan kaldırılmıştır. Karadeniz'de ki Pontuslar ve diğer Rumlar, zulüm, ölüm ve mübadele yoluyla bu coğrafyadan çıkarılmışlar. Müslüman olmayan otokton halkların fiziki tasfiyesi on yıl içerisinde bitmiştir. Bu halk- lara uygulanan eylemlerin jenosid olduğu bence açıktır. Bu konuda hiç olmazsa bizim aramızda bir tartışma yoktur. Tartışma süreğen Kürd jenosidi üzerinedir. Kürdlerin topluca fizi- ki olarak tasfiye edilmediklerine işaretle, Kürdlerin yüz yüze kaldığı eylemlerin jenosid olmadığı söylenmektedir. Kürdlere dönük Jenosid planı Kürdlerin genel fiziki tasfiyesi amaçlı değildir. Bu çok renkli planda, Kürdlerin payına düşen, ulu- sülke gerçekliklerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bana göre, jenosid meselesinde bir milletin ortadan kaldırılmasıyla bir toplumun millet gerçekliğinin ortadan kaldırılması aynıdır. Kürdlerin tek tek öldürül- mesi jenosid ise Kürdlüklerinin öldürülmesi de jenosidtir. Kürdistan- lıların tek tek öldürülmesi jenosid ise Kürdistan'ın öldürülmesi de jenosidtir. Kürd ulus ülke gerçekliğinin ortadan kaldırılması planlandıktan sonra, TES Kürdlerin tek tek öldürülmesinde de, Kürdlerin topluca öldürülmesinde de kararlı davranmıştır. Çok açıktır ki hiçbir millet ortadan kaldırılma planlarına karşı sesiz kalmaz. Kürd milleti de sesiz kalmamıştır. TES, Kürdlerin bu jenosid plan ve projesine her itirazı, her başkaldırısı karşısında insafsız, vicdansız ve zalimane dav- ranmıştır. TES Kürd insanları öldürmekten, Kürd kültürünü öldürmeye; Kür- distan'ın doğasını öldürmekten Kürd dilini öldürmeye; Kürdistan'ın ekonomisini öldürmekten vahşi toplu katliamlara kadar insanlığa karşı işlenen hiçbir suçtan geri kalmamıştır. Bu yapılanların tümü birbiri ile bağlantılı ve zamana yayılmış total jenosidin parçaları ola- rak ele alınmalıdır. Jenosid teorisi tarihi olaylara göre yenilenmelidir. Müslüman olmayan otokton halklara uygulanan jenosid sürelidir. Ermenilerin jenosidi birkaç yıllık hazırlık döneminden sonra dört ayda uygu- lanmış bitirilmiştir. Kürdlere uygulanan jenosid zamana yayılmıştır, süreğendir, 86 yıldır devam ediyor. Ermeni jenosidi olmuş bitmiş, tarihi bir haksızlıktır. Ermeniler bu tarihi haksızlığın kabul edilmesini, özür dilenmesini ve tazmin edilmesini talep etmektedirler. Kürdlere uygulanan jenosid devam ediyor, bu jenosid süreci, jenosidi tarbiy gimiz şu anda devam ediyor. Jenosidin varlığını iddia etmek için plan dışında, niyet ve haze liklar da olmalı. Bu alanda TES in arşivi zengindir. Yüzlerce belge ve olayı göste rebilirim. Yalnız Umumi Müfettişlik kurumları incelense TES'in niyet ve hazırlıklılarını anlamak mümkündür. Umumi Müfettişlikler Kürd lerin ulus ülke gerçekliklerini ortadan kaldırma amacıyla oluşturul muş özel kurumlardır. Zamana yayılmış jenosidin kurumlarıdır. İs mail Hoca'nın " Tunceli Kanunu ve Dersim Jenosidi" adlı kitabı bu bakımdan çok değerlidir. TEVKURD un kurumsal üyesi olan Komal yayınevinin bu kitabın yeni baskısını yapmasını öneriyorum. O kitap klasik jenosid kavrayışı ile yazılmış olsa da zamana yayılmış jenosid, jenosid kurumları ve TES'nin Kürd jenosidi planları hakkında belge- ler ile doludur. Gerçi TES 86 yıldır, Kürdlerin üzerinde jenosid tatbik ediyor, an cak tatbikat olmasa da jenosid iddiasında bulunmak kabildir. Çün kü jenosid teorisi ve konvansiyonunda jenosidi önlemek de vardır. Bu bölümü bitiriyorum, jenosidin planının varlığını göstermek için TES'nin üç sorumlu yöneticisinin sözlerinden alıntı yapacağım. Birincisi Savunma Bakanı Vecdi Gönül'den: "Bugün eğer Ege'de Rumlar devam etseydi ve Türkiye'nin pek çok yerinde Ermeniler de vam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi? Bu müba delenin ne kadar önemli olduğunu size hangi kelimelerle anlatsam bilmiyorum, ama eski dengelere bakarsanız, bunun önemi çok açık ortaya çıkacaktır. Bugün dahi Güneydoğu'da verilen mücadelede bu 'nation building'de kendilerini mağdur sayanların katkısını, özellikle tehcir sebebiyle mağdur sayanların katkısını reddedemeyiz. O halde (Türkiye'nin) gerçekten çağdaş, medeni ve aydınlanmış insanların ülkesi olabilmesinde Cumhuriyet'in başlangıcındaki prensipler çok önemliydi," T.C.Savunma Bakanı Vecdi Gönül. 11.11.2008, Radikal Vecdi Gönül diyor biz bunları( Ermeni, Rum, Kildani, Süryani) or- tadan kaldırdık, ama biz onların iyiliğini de unutmadık. Onları orta- dan kaldırmasaydık Kürdistan savaşını böyle devam ettiremezdik. Vecdi Gönül'ün bu konuşmasını çoğunuz okumuşsunuzdur. Bu ko- nuşma üzerine yoğun tartışmalar da yapıldı. Çoğunlukla bu konuşma gayriMüslim halklara uygulanan jenosidin itirafi olarak değerlendi- rildi. Doğrudur o konuşmada jenosidin itirafi vardır. Fakat konuşma itiraftan ötedir. Bu konuşmasında Vecdi Gönül nation building (ulus inşa etme) projesinin hala gündemde olduğunu, sürecin devam et- tiğini söylüyor. Kürdistan'da sürdürdükleri savaşın bu projenin bir parçası olduğuna işaret ediyor ve müslüman olmayan otokton halk- lara uygulanan süreli jenosid sayesinde Kürdlere uygulanan zamana yayılmış jenosidin daha kolay yürütüldüğünü söylüyor aslında. Yani sadece süreli jenosidi itiraf etmiyor, süreğen ve total jenosidi de iti- raf edip, Kürdleri toplu kıyımlarla tehdit ediyor. İkinci alıntı Türkiye Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'tan: "Bu insanlar o toprak parçasını vatan, o insan grubunu millet yap- mak için, seve seve canını ülkesine feda etmek için yemin etmişler- dir, hepimizin ettiği gibi. Ve onlar o mertebeye ulaşmışlardır, şehit olmuşlardır, gazi olmuşlardır." T.C. Genelkurmay Başkanı Yaşar Bü- yükanıt, 07.10.2007 Milliyet. Yaşar Büyükanıt Kürdistan için:"O toprak parçasıdır." diyor. O da görüyor ki orda bir toprak parçası var, ancak kendi vatanının bir parçası olmamış. Biz and içmişiz o toprak parçasını kendi vatanımız yapacağız diyor. Sonra diyor ki orda bir grup insan var o insan grubu da ulusumuzun bir parçasına dönüşmemiştir henüz. O insan grubu- nu da kendi uluslarının bir parçasına dönüştürmeye and içiyor Y.Bü- yükanıt. Şimdi siz bana jenosidin en bilimsel tarifi nedir diye soracak olursanız? En bilimsel tarifi Yaşar Büyükanıt yapmıştır derim. Onun bu söylemi jenosidin bilimsel tarifi olarak dünya literatüründe yer almalıdır. Son alıntı Recep Tayib'e aittir: "Biz ne diyoruz? Tek ülke, tek dev- let, tek millet diyoruz. Buna kim karşı çıkabilir yahu? Buna karşı çı- kanların bu ülkede yeri yoktur." T.C. Başbakanı Tayyip Erdoğan. "Tek ülke, tek devlet, tek millet, tek dil" söylemine karşı çıkan bizleriz. Fakat Türkiye'nin başbakanı diyor ki eğer siz ulus ülke ger- çekliğinizden vazgeçmezseniz sizin kendi ülkenizde yeriniz yoktur. Bu üç alıntıyı bir araya getirip değerlendirirsek, Kürd jenosidinin planı açıktır. Türk ordusunun, siyasetçilerinin ve aydınlarının çoğu- nun müşterek iradesi açıktır. Kürdlerin jenosidi üzerinde Tayip Erdo- ğan, Yaşar Büyükanıt ve Vecdi Gönül ün farkı yoktur. Bana jenosidin ispatı nedir diye soruyorsanız, ben diyorum ki bu açık müşterek ira- de jenosidin ispatıdır. Ve bu durumun hükümet ile ordu arasındaki çelişkiler üzerinden demokrasi ve özgürlük rüyaları görüp senaryo- lar üretenler için uyarıcı olmasını diliyorum.
Sayfa 227Kitabı okudu
·
269 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.