6. Emperyal anayasanın siyasal ve toplumsal yanları
da iç içe geçmişti. Farklı emperyal üyelerin arasındaki ilişkiler, modern örgütlerdeki gibi soyut ya da anonim değildi.
Bunlar geniş ölçüde hala maddi yakınlığa, yüz yüze ilişkilere, aile bağlarına ve patronaj şebekelerine dayanmaktaydı.
Siyasal eylemde kişisel, aileden gelen ve korporatif şeref temel güdülerdi.
7. Emperyal anayasanın dinsel ve siyasal yanları da
birbirinden bağımsız değildi. Evet, yeniçağın ilk dönemlerindeki iki önemli eşikte -1555'te ve 1648'de- emperyal diet
imparatorlukta dinsel bir bütünlüğü yasalaştırmıştır. Fakat bu yasalaştırmalar, dini her bireyin özel işine çevirerek
mezheplerin siyasal önemini azaltmamıştır. Tersine, dinsel
ayrılık eşitlik ilkesi üstünden emperyal siyaseti adamakıllı
doldurmuştur.