Gönderi

Efsane
Uzak diyarlarda bir kadın canavar yaşarmış. Denizin fersah fersah altında yaşayan canavarın masalı, bilim erkeklerinin onu yakalamayı üzerlerine vazife edinmeleriyle sona ermiş. Bir araya gelen erkekler devasa ağlarla onu yakalayıp kıyıya taşımış, koca koca kamyonlarla bir amfi tiyatronun tam ortasına getirip-anca sığar diye düşünmüşler- canavarı parçalamaya başlamışlar. Orasını burasını keserlerken anlamışlar canavarın hamile olduğunu. Güvenlik güçlerine haber edilmiş, kapılar mühürlenmiş. Dünyanın geleceği için kaygı duymuş bu adamlar, elbette ki en ince detayı bile düşünmelilermiş! Canavardan doğacak olanlar dünyaya yayılırlarsa, kötü şeyler olabilir diyeymiş tüm yapılanlar. Fakat dişi canavar karnındaki yavrularıyla birlikte oracıkta ölmüş. Tehlikenin geçtiğinden emin olduktan sonra kapıları açmışlar. Bir sorunları daha varmış. Canavarın cansız bedeni kokmaya başlamış. Bilim erkeklerinin arasında kokuya dayanamayanlar olmuş. Yine de pes etmemiş, gaz maskelerini takarak, nöbetleşe çalışıp başladıkları işi bitirmişler. Nihayet canavarın etlerinden sıyrılmış iskeleti pırıl pırıl karşılarındaymış. İskelet, milli müzede sergileniyor. Artık efsane olan, bilim erkeleridir. Fanusun altındaki taş levhada dünyayı kadın canavardan kurtarmış kahramanların isimleriyle birlikte şu cümle yazılıdır: "Korkunç Kadın( canavar).Bu yaratığın kokusu erkekler için tehlikelidir."
Sayfa 51 - Güldünya YayınlarıKitabı okudu
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.