Şeytan mı biz mi asıl olan ?
Daha önceden 
Sabahattin Ali den 
Kuyucaklı Yusuf ile 
Kürk Mantolu Madonna yı okumuştum ve iki kitabı da beğenmiştim ama 
İçimizdeki Şeytan bambaşka olaymış.. Aşık oldum kitaba.. Bu kadar geç okuduğum için pişmanım ama daha da ertelemeyip okuduğum için de çok mutluyum..
Ömer ile Macidenin aşık oluşları, ani bir kararla yuva kuruşları... Hepsi çok güzeldi ama Ömer in karakteri dolayısıyla herkes bu evliliğin uzun soluklu olmayacağını biliyordu. Hikayelerini okurken başta ben de Ömere kızdım sorumsuz davranışlardan, Macideyi düşürdüğü durumlardan dolayı... Ömer bu davranışlarının sorumlusunun içindeki şeytan olduğuna inanmıştı Macideyi de buna inandırıp manipüle ediyordu. Can sıkıcı bir durum vardı ve Macide bunu fark etmişti son zamanlarda. Sadece durumu kabullenemiyordu. En son yaşanan davetten sonra ise artık Macide gerçekleri görmüştü ve ayrılma kararını vermişti. Ömerin tutuklanma durumundan dolayı Ömere ayrılma mektubunu bırakamamıştı.Bu süreçte Macidenin ondan ayrılma kararını bilmeden Ömer de her şeyin farkına varıp ayrılma kararı alıyor. "İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum." diye ifade ediyor kendini bedriye. Aslında içinde şeytan olmadığını bunun kendisi için bir kaçış yolu olduğunu şimdi kendini düzeltmesi için de zorlu yollardan geçmesi gerektiğini ama eşini böyle bir bilinmezliğe sokmak istemediğini söyleyip Macideyi Bedriye emanet ediyor.Hatta isterlerse evlenebileceklerini de söylüyor.Çünkü Bedrinin Macideyi incitmeyeceğini bebeği gibi bakacağını biliyor...
Ömerin bu farkındalığı yaşaması çok hoştu. Ömer ve Macide nin birbirlerini sevdikleri belliydi ama sevgi her zaman çözüm olmuyor işte .. Bu ilişki devam etseydi ikisi de sadece birbirlerini yıpratacaktı üzecekti. O yüzden ikisi de en doğru şeyi yaparak ayrılık kararı aldılar. Macidenin ilişkileri için söylediği şu söz de çok doğruydu bence " Ben sana rehber değil, ancak yoldaş olabilirdim, fakat yolu ikimiz de bilmiyorduk ve birbirimize yük olmaktan, birbirimizi şaşırtmaktan başka bir şey elimizden gelmiyordu.". Macide Ömer e hayatı öğretecek birisi değildi o sadece onun yoldaşı olacaktı. Ama yürüyemediler o yolu.Ömer her seferinde yanlış yapmaya devam etti bunu içindeki şeytana yükledi ve ders çıkarmadan, çabalamadan yanlışlarına devam etti...Sonuçta bu oldu işte..
Ömer ile Macidenin hikayesinin güzelliğinin yanında yine çok etkilendiğim kısım da veznedar hafız olayı.. Hafız yıllardır yardımcı olduğu,sevdiği ömer tarafından sağlam bir kazık yiyor kelimenin tam anlamıyla..Ömer her ne kadar hayırsız arkadaşı yüzünden buna mecbur bırakılsa da yine de yaptığını değiştirmiyor tabi..Hafız ömer için şöyle diyor hatta "sana teşekkür borçluyum evlat… bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin."
Hafızın yaşadığı "hayal kırıklığını" da , ömerin yaşadığı "sevdiği kişiyi hayal kırıklığına uğratmanın verdiği üzüntü ve vicdan azabını " da çok çok iyi anlatmış kitap.Daha önce yaşadığım tanıdık bir his ve sanki tekrardan yaşamışım gibi...
Ayrıca yine karakterlerin hislerini, düşüncelerini de açıkça ortaya koyan bir kitap.Ben bu kitabı her şeyiyle çok sevdim.İyi ki okudum dediğim bir eser...Hiç düşünmeden de hepinize tavsiye ediyorum.... <3
İyi okumalar..
·
96 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.