"Ne ben otuz yıl önceki benim ne de Iran o eski Iran. Değişmeyen tek makam: Taht-ı Süleyman."
"O, Tebriz, Batum, Tiflis, Bakü hattında halı ticareti yapan bir tacir. Batum'da bulunduğu sırada Bolşevik İhtilâli patlak verip sınırlar kapatılınca bir daha Tebriz'e dönememiş, Trabzonlu bir motorcunun yardımıyla onun şehrine kaçmış, İstanbul'a geçmek niyetiyle Trabzon'a şöyle bir uğradığını sanmış ama büyükannemle evlenince burada kalmış. Büyükannemin de hikâyesi belli, o da 1916'da Rus işgaline uğrayan Trabzon'un İstanbul'a kadar gidip dönen muhacirlerinden biri."
"Hazar ve Karadeniz arasında uzanan Kafkasya'ya Arap
coğrafyacılar "Halklar Dağı" derlerdi. Her vadisinde neredeyse bir halkın
yaşadığı dünyanın bu en kalabalık, en renkli ve en problemli bölgesi
Cadde ışıl ışıldı ve eski Rus konaklarından, neft milyonerlerinin
saraylarından süzülen ışık yollara dökülüyordu. Az ötede, akordeonunu göğsüne yaslayarak parkın alçak duvarı üzerine oturmuş bir
sokak çalgıcısı."
"Yurtlarından ayrı kalmamak için milletlerinden ayrılmışlar."