Gönderi

Dediğine göre Memi'nin dileği o vakitler, ağasının başkaldırmayı kenara koymasıydı, herkesle iyi geçinmesi... Üzerinde dumanı tüten çorbalarını bismillah, afiyet olsun, ellerin dert görmesin ana deyip içmek, artsın eksilmesin taşsın dökülmesin diye dua eylemek, babalarına gazada bereket ve kutluluk dilemek, tez bizi de götür yoldaşın olalım demek, kucak kucak, omuz omuz olmak. Hiç değilse bir gün baş başa, kafa kafaya, karındaş karındaşa dağlara gitmeyi, av avlayıp kuş kuşlamayı gönüllerdi. Babasıyla tilki tutup postunu yüzdüklerinde o postu hasta anasını bekleyen ağasına, babasının emriyle armağan etmiş ama o zıpır, laf dinlemeden postu kardaşının başına yapıştırmıştı. Memi'ye bir gün olsun cihanda ağabeyi olduğunu bilse yeterdi. Yemeğe gel sofrayı kurdu anam dediğinde höf pöf etmeyen, yüzünde güller açan, hiç değilse yüzünden diken saçmayan bir ağabeyi olsa, yok yok başka bir ağabeyi olsun değil, ağası öyle olsa.
Sayfa 151 - İletişim Yayınları, 1. basım
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.